Başbakan’ı korkmamaya davet ediyoruz

Yorum ekle
Haber - 16 Haziran, 2013
Dün akşamdan beri devam eden şiddet ve Başbakan Erdoğan’ın son konuşması üzerine Greenpeace'in açıklamasıdır.

Başbakan’ı korkmamaya davet ediyoruz

Dün akşamdan beri barışçıl protestoculara gösterilen ve halk sağlığını ciddi şekilde tehdit eden polis şiddetini kınıyoruz.

Bir kez daha hem Başbakan Tayyip Erdoğan'ı hem de İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu'yu bu şiddeti durduracak adımları atmaya çağırıyoruz. Temel ilkelerinden biri şiddetsizlik olan Greenpeace, her türlü şiddete karşıdır.

Başbakan Erdoğan'a sormak istiyoruz: Annelerin, çocukların ve gençlerin dayanışma içinde olduğu, piyano resitallerinin herkese duygu dolu anlar yaşattığı Gezi Parkı ve Taksim Meydanı'nda gerçekleşen barışçıl protestoların, Türkiye'de demokrasiyi onurlandırmak dışında nasıl bir etkisi olabilir?

Başbakana soruyoruz: polis revirlere, çocukların sığındığı yerlere aşırı biber gazı, plastik mermi ve tazyikli su kullanırken hangi yasaları çiğnedi?

Başbakan Erdoğan, yargı kararı ve halk oylamasına kadar parka dokunmayacağını söylemişken, parkta kimseye zarar vermeden bulunan insanlara gösterilen bu öfke, parkın aniden boşaltılmak istemesi neden?

Bir kez daha, barışçıl protestoculara, halkın özgürlüklerine ve demokrasinin kendisine gösterilen şiddeti kınıyoruz.

Başbakan Erdoğan neden korkuyor? Bir şehir parkını korumak için başlayan masum, barışçıl ve mütevazı hareketin, insanların tüm Türkiye'de doğanın ve özgürlüklerin hiçe sayılması karşısında gözlerinin açılmış olması ve şirketlerin kârının insan sağlığı önünde tutulmasını istemediklerini ifade etmelerinden mi?

İnsanların, çevreyi ve tabiat varlıklarını etkileyecek önemli kararlara katılmak istemesi Hükümet'i neden rahatsız ediyor?

Çevrecilik halk sağlığını ve doğayı tehdit eden projeleri sorgulamaktır

Evet, Gezi Parkı protestolarının sadece Gezi Parkı'yla sınırlı olmadığını söyleyenler haksız değil. Hükümet, son dönemde Belgrad Ormanları'na zarar verecek üçüncü köprü inşaatı için milyarlarca dolarlık anlaşma imzaladı. Çevreye ve insan sağlığına zarar verecek 50 üzerinde kömürlü termik santral ve 8 nükleer reaktör, binlerce hidroelektrik santral için taahhütler verdi.

Bu projelere karşı çıkan pek çok insan, Gezi Parkı'nda insanların 20 gündür karşı karşıya kaldığı aynı şiddete maruz kaldı. Türkiye'nin üçte ikisi nükleere karşı, yerel halklar, kömüre ve HES'lere karşı yaşam haklarını, doğalarını savunuyor. Çevrecilik, sadece şehirlerde çevre düzenlemesi yapmak, ağaçları bir yerden başka bir yere dikmek, çiçek dikmek demek değildir, aynı zamanda tüm Türkiye'yi etkileyecek, halk sağlığını ve doğayı tehdit eden projeleri sorgulamaktır, temiz kaynakları değerlendirebilmek, bu projelerde halkın taleplerini dinlemektir.

Gezi Parkı'nda ağaçları korumak için barışçıl bir şekilde direnen insanlara gösterilen şiddetli müdahale ise bardağı taşıran son damla oldu.

Barışçıl protestoları destekliyoruz

Barışçıl protesto hakkını ve şiddetsiz bir şekilde ifade özgürlüğünü kullanan insanları destekliyoruz. Taksim Dayanışması tarafından sürdürülen forumlar sonrasında alınan kararlara istinaden, tüm kuruluş ve partilerin yaptığı gibi biz de çadırımızı ve logomuzu Gezi Parkı'ndan çekmiştik. Ancak, anayasal bir hak olan barışçıl ifade özgürlüğünün ihlal edildiği durumlara tanıklık etmeye, çevreyi koruma mücadelemize devam edecek, şiddetsiz protestoculara tıbbi yardım için ofisimizi gerektiğince açık tutmaya devam edeceğiz.

Açıklamalarımız, Taksim Dayanışması ya da buradaki hareket adına değil, barışçıl hareketi desteklemek içindir.

Şiddet bir an önce durdurulmalı, demokrasinin her 5 yılda bir yeni baştan başlatılan değil sürekliliği olan bir süreç olduğu unutulmamalı, insanların kendi hayatlarını ve çevreyi ilgilendiren konularda karar mekanizmalarına katılımı sağlanmalı ve çevre koruması başlamalıdır.

Kategoriler
Etiketler