On yıllardır talan edilen Endonezya yağmur ormanları, orangutanlar (yerel dilde orman insanları) ve binlerce başka canlı türünün yuvası. Palm yağı üretmek adına kontrolsüzce, yasa dışı yollarla kesilen ve yakılan ormanların yoğun karbondioksit salımları küresel iklim değişikliğini tetikliyor. Yağın üretiminde ise birçok insan hakları ihlali yaşanıyor: Topraklar halkın elinden alınıyor, yangınların etkisiyle kamu sağlığı tehdit ediliyor ve yüksek oranda çocuk işçi çalıştırılıyor.

Wilmar bu piyasadaki en büyük ve en kirli üretici; yıllar önce üretimini yasal, etik ve sürdürülebilir hale getirme sözü vermiş olmasına rağmen bu konuda hala hiçbir ilerleme göstermedi. Oreo bisküvilerinin üreticisi Mondelez firması ise, palm yağını Wilmar’dan tedarik ediyor.

Biz de Greenpeace gemisi Esperanza mürettebatı olarak, Wilmar’ın ürettiği bu yağı Endonezya’dan getiren “Stolt Tenacity” isimli tankeri takibe aldık. 17 Kasım sabahı Cebelitarık açıklarında 6 eylemciyi güvertesine çıkardık. Gemi mürettebatı tarafından alıkonulan Greenpeace aktivistleri 33 saatin sonunda serbest bırakıldı. Tankerin kaptanı, eylemcileri gemiden uzaklaştırmak için Akdeniz’e döndü ve İspanya’nın Algeciras limanına yanaştı. Biz de gözaltından çıkan eylemcilerle Lizbon’da tekrar buluştuk ve takibi sürdürüyoruz.

Şu anda (23 Kasım) Fransa’nın Cherbourg kenti açıklarında tanker ani bir manevrayla karaya yöneldi. İngiliz Kanalı geçişinde kılavuz kaptan almak için durduğunu anladık.

Esperanza gemisinde 21 ülkeden 33 kişilik mürettebat var. Biz mürettebattan güverteci Serkan ve telsizci Yakup, sizi bilgilendirmeye devam edeceğiz.