Nükleere sonuna kadar karşıyız!

Basın bülteni - 28 Ekim, 2010
Bugün, TBMM önünde nükleer karşıtı eyleme katılan 58 kişi hakkında 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu'na muhalefetten açılan davada, eylemciler Ankara Adliyesi’nde ifade verdi. Dava, bütün ifadelerin tamamlanması amacıyla 12 Ocak 2011 saat 9.30’a ertelendi. Dava sırasında Adliye’nin önünde yoğun bir güvenlik önlemi vardı. Duruşma bitiminde, “Biz de Nükleere Karşıyız, Bizi de Yargılayın” pankartı açan eylemciler, bir basın açıklaması yaptı.

Greenpeace Akdeniz İklim ve Enerji Kampanyası Sorumlusu Korol Diker dava ile ilgili şunları söyledi: "Biz bugün uluslararası sözleşmelerle de garanti altına alınmış düşünce ve ifade özgürlüğümüzü kullandığımız için yargılanıyoruz. Bireye ve doğaya karşı işlenen suçlara karşı ses çıkarmanın engellendiği, hatta bu suçlara barışçıl yöntemlerle engel olmanın cezalandırıldığı bir ülkede demokrasiden ve bireysel özgürlüklerden bahsedilemez. Daha da korkuncu bu tür eylemlerin susturulmaya çalışılması hükümetlerin, vatandaşların ve sivil toplumun gözetiminden uzak, elde ettiği gücü suistimal etmesine de kapı açar".

Mahkeme çıkışında konuşan Yeşiller Partisi Eş Sözcüsü Ümit Şahin "Mersin'de, Akkuyu'da ve Sinop'ta yaşayan insanların çoğu kendi topraklarında kirli nükleer enerjiyi istemiyor. Türkiye'de yaşayan insanların nükleer santrallerin tehlikeleri konusunda bilgilendirilmeye hakları var. Zaten Meclis'e taşımaya çalıştığımız 170 bin imza, insanların büyük çoğunluğunun nükleere karşı olduğunun kanıtlarından biridir. Demokrasi her şeyden önce yönetimlerin aldığı kararlar konusunda doğru bilgilendirilmek, seçme şansına sahip olmak ve karşı çıkma hakkını kullanabilmektir. Nükleer santral yapımı konusunda ne yazık ki halkın doğru bilgilendirilmediği, şeffaflıktan uzak bir süreç yaşanmaktadır. Hükümet, yapılan anlaşmaların halk tarafından sorgusuz sualsiz kabul edilmesini istemekte, hukuksal denetimden bile kaçmaktadır. Nükleer santrallerin tehlikeleri konusunda kamuoyunu uyaracak, yönetime halkın tepkisini yansıtacak her çalışmanın demokrasinin ve açık toplumun gereği olduğunu düşünüyoruz. Nerede ve ne zaman olursa olsun nükleer enerjiye karşı olmaya devam edeceğiz" dedi.

Mersin Nükleer Karşıtı Platform Sözcüsü Sabahat Aslan da, nükleerin yaşam haklarına bir tehdit olduğunu ve Mersin halkının nükleer istemediğini ifade etti.

6 Temmuz 2010'da TBMM'nin önünde 58 nükleer karşıtı eylemci, Rusya ile imzalanan Mersin Akkuyu nükleer santral anlaşmasının Meclis'te onaylanmaması için eylem yapmıştı. Savcı, eylemciler hakkında Madde 32/1'e göre 6 aydan 3 yıla kadar hapis cezası istiyor. Oysa bugüne dek yapılan benzer nükleer karşıtı eylemlerde (2006'da TBMM'nin önündeki eylem de dahil olmak üzere) dava yoluna gidilmezken, bu kez 58 kişiyi yargılamaya karar verilmesiyle sivil haklara yapılan bu saldırının başlıca sorumlusu hükümettir.

Kategoriler