Nükleer
çağ, 1945 yılının temmuz ayında ABD’nin New Mexico’ da bulunan
Alamogordo yakınında ilk nükleer bomba demesini yapmasıyla başladı.
Birkaç yıl sonra, 1953’te, Başkan Eisenhower Birleşmiş Milletler
çerçevesinde, “Barış için atom” programını önüne geçilemeyen bir atomik
iyimserlik dalgası eşliğinde başlattı.
Nedense
bugüne kadar nükleer gücün hiçbir kullanımı “barışçıl” nedenlerle
olmamıştır! Eisenhower’ın söylevinden yaklaşık yarım yüzyıl sonra,
gezegen nükleer atık mirasıyla kalakalmıştır. Bu atıklar onlarca,
yüzlerce hatta yüzbinlerce yıl boyunca radyoaktif olmaya devam
edeceklerdir.
Şimdiye
kadar dünyanın hiçbir yerinde, bu atıkların ortadan kaldırılması için
kullanılabilecek hiçbir güvenilir çözüm bulunamamıştır.
Sivil ya
da askeri nükleer yerleşimlerde meydana gelen kazalar ve kimi vakalar
kamuoyundan gizlenmiş ya da yalanlara başvurularak üzerleri örtülmüştür.
Çevreye
bırakılan radyasyon, toprak, hava, nehir, deniz ve okyanuslar yoluyla
insanlarda kanser gibi pek çok önemli hastalığa yol açmaktadır.
Nükleer reaktörlerdeki elektrik üretimi, nükleer silah üretiminde kullanılabilecek maddeleri sağlar.
Nükleer
silahların işlenme sürecinin yarattığı tehlikeler, demokratik ülkelerde
bile yüksek ölçüde gizliliği ve güvenliği gerektirmiştir.
Bunun
ötesinde, yıllardır çok büyük devlet yardımlarıyla desteklenmesine
rağmen, nükleer enerji hiçbir zaman ekonomik olmamıştır. Bugün hala
rüzgâr ya da güneş enerjisi gibi yenilenebilir enerji türlerinin önüne
geçmek için, nükleer sektöre kaynak akıtılmaktadır.
Greenpeace,
1971’de, bir grup barış eylemcisinin Alaska eyaletinde bulunan Amchitka
yakınındaki ABD’nin nükleer silahların test edildiği bölgeye girmek
istemeleri sonucunda dünyaya gelmiştir.
Planlanan
denemeler yapılmaya devam edilse de, dünyadaki genel kanı değişmiştir
ve otuz yıl sonra bugün, başlıca nükleer silah sahibi devletler artık
deneme yapmamaktadır.
Bununla
birlikte, dünya hala pek çok nükleer tehditle karşı karşıya
bulunmaktadır. Bu yüzden nükleersiz bir dünya gerçekleşinceye kadar
kampanyalarımızı sürdüreceğiz.