Sydney olimpiyat sahasında Greenpeace eylemi. PVC borular alternatif malzemeyle değiştiriliyor
Çoğu kez "vinil" olarak adlandırılan PVC dünyada ikinci en çok
kullanılan ayrıca çevreye en çok zarar veren plastiktir.Oyuncaklar,
ambalajlama, [cyling film], şişeler, kredi kartları, ses kayıtları
ve suni deri yanında pencere çerçeveleri, kablolar, borular, yer
döşemeleri, duvar kağıtları ve pencere gölgelikleri gibi çok geniş
tüketim ürününde bulunmaktadır. Ayrıca imalatçılar tarafından araba
içlerinde ve hastanelerde tıbbi atık olarak kullanılmaktadır.
PVC dünyanın en büyük dioksin kaynaklarından birisidir. Dioksin,
kansere yol açmaktadır. Bu grup kimyasallar bugüne kadar çevreye
bırakılmış en zehirli kimyasallardır. Bu kimyasalların UNEP'in
Stockholm Konvansiyonu altında küresel düzeyde ortadan kaldırılması
hedeflenmiştir.
Dioksinler, PVC plastikleri atık yakma tesislerinde-
(incinerators), ev sobalarında yakıldığında, açık çöp yakma
sonucunda, binalarda ve araçlardaki kaza sonucu yangınlarda ortaya
çıkmaktadır. Dioksinler ayrıca PVC gibi klorluürünlerin imalatı
sırasında oluşmaktadır. PVC ürünlerinin içinde zehirli kimyasal
katkısallar birleştirilmektedir.
Greenpeace, Petrol-Iş İşleri Sendikası ile de görüşerek
Türkiye'deki petrokimya endüstrisinin temsilcisi ve tek PVC
üreticisi Petkim'e karşı bir kampanya yürütüyor. Kampanya, klorin
ve PVC ürünleri ile onların atıklarına ait tehlikeleri otaya
çıkartmıştır. Ayrıca Petkim'e ait yasadışı atık alanını ortaya
çıkararak 'Petkim'in Karanlık Yüzü' raporuyla kamuoyuna
açıklamıştır. Yine Petkim'de petrol-iş sendikasının da yardımıyla,
klor-alkali tesisinde çalışan 60 işçiden alınan saç örneklerinin
analizini yaparak yüksek oranda cıvaya maruz kaldıklarını
kanıtlamıştır. Bu çalışma tesisin klor-alkali bölümünde cıvalı
yönteme son vererek alternatif membranlı sisteme geçmelerini
sağlamıştır.
PVC'nin yaşam döngüsü
Yaşam döngüsü boyunca PVC, üretim için tehlikeli kimyasalların
kullanımını gerektirmekte, zararlı katkısallar yaymakta ve zehirli
atık yaratmaktadır. Neredeyse tüm PVC ürünlerinin daha güvenli,
uygulanabilir alternatifleri şu an mevcut olmasına rağmen
üretiminin tüm dünyada gittikçe artması rahatsız edici bir
gerçektir.
Üretim
PVC tozunun üretimi vinil klorür monomer (VCM) gibi tehlikeli
patlayıcı maddelerin taşınmasını içermekte ve özellikle etilen
diklorür (EDC) katranları gibi zehirli atıkların yaratılmasına yol
açmaktadır. Özellikle katran atıklar yüklü miktarlarda dioksin
içermekte ve yakıldıklarında veya boşaltıldıklarında daha da geniş
bir alana dioksinler yaymaktadır.
Daha önceleri bu atıklar 1991'de dünya çapında bir yasak kabul
ettirilinceye kadar okyanus atık yakma gemilerinde yakılmaktaydı.
Yasak bunların zehirli emisyonlarından ve sualtı ekosistemi tehdit
etmelerinden kaynaklanmaktaydı. Bu atıklar şu an karada atık yakma
tesislerinde yakılmakta veya derin çukurlara boşaltılmaktadır.
Geniş çeşitlilikte ürünler yaratabilmek için PVC'ye çok sayıda
katkısal eklenmektedir. Bu katkısallardan bazıları, yumuşatmak ve
esnekleştirmek için yumuşatıcılar (plasticisers), stabilitör veya
renk verici olarak ağır metaller ve mantarların diğer katkısalları
yemesini önlemek için fungi ilaçlarıdır. Böylece PVC üretimi çok
büyük ikincil bir zehir üreten ayrı bir endüstriyi de
içermektedir.
Kullanım
Çevresel olarak zararlı olmanın yanında PVC tüketim ürünleri
ayrıca tüketicilere de yönelik tehlikeler oluşturmaktadır.
Plastikleştiriciler plastiğe bağlanmamakta ve zamanla koparak
yayılmaktadır. Örnek olarak PVC yer döşemelerindeki
plastikleştiriciler odanın içinde uçuşmaya başlayacaktır. En çok
kullanılan plastikleştiricilerin (fatalat DEHP) kanserojen
olduğundan şüphelenilmektedir. Fatalat yumuşatıcıları küresel
kirleticilerdir ve %90'ı yalnızca yumuşak PVC yapımında
kullanılmaktadır.
Son zamanlarda birçok hükümet yumuşatıcıların emildiğinde veya
çiğnendiğinde bebeklerin ağzından içeri sızma riskine karşılık
yumuşak PVC bebek oyuncaklarını ve dişliklerini yasaklamış
bulunmaktadır.
Son olarak 2005 haziranında Avrupa Birliği oyuncaklarda
kullanılan fatalatları tamamen yasakladı.
Bertaraf
PVC'nin bertarafı daha fazla çevresel problemler yaratmaktadır.
Yakılması durumunda (açık alanda veya yakma tesisinde), klorlu
içeriğinden dolayı PVC dioksinlerle beraber asidik bir gaz
yayacaktır. Düzenli depolama (landfill) durumunda sonunda yer altı
su kaynaklarını tehdit edecek katkısallar bırakacaktır. PVC içeren
atıkların açık depolama alanlarındaki yakılmaları daha da fazla
dioksin kaynağı açığa çıkmasına yol açacaktır.
Geri Dönüşüm
PVC'nin geri dönüşümü ne teknik açıdan ne de finanssal açıdan
uygulanabilir değildir. Şu an PVC nin yüzde birinden daha azı
maddesel olarak geri dönüştürülmektedir. Tüketim sonrası ürünler
veya PVC atıkları aynı kalitedeki ürünleri yapmak için gerekli PVC
kalitesine dönüştürülemez. Toplanan bu atıkların büyük bölümü
indirgenmekte [downcycle] veya bahçe bankları ve otoyol boyunca ses
bariyerleri gibi daha alt ürünlerin yapımında kullanılmaktadır.
Geri dönüştürülen PVC ürünlerinin birçoğu zehirli ağır metal
bileşikleri veya diğer stabilitörler ile tekrar oluşturulmak
zorundadır. Bu, ikincil üründeki zehirli bileşikler dizilimini daha
da arttırmaktadır.
PVC ve Dioksin
Dioksinler, PVC üretildiğinde, geri dönüştürüldüğünde ve atık
yakma tesislerinde imha edildiğinde veya toplama alanlarındaki
yakmalar ya da kaza eseri yakıldığında yaratılmaktadır.
Dioksinler şu anda çevrede ve besin zincirinde baştan sona
bulunmaktadır. Özellikle süt ürünleri, et, balık ve yumurta gibi
yağlı yiyecekler yoluyla hepimizin günlük diyetlerinde bulunmakta
ve bu şekilde hepimiz maruz kalmaktayız.
Dioksin ailesinin en öldürücü şekli olan TCDD kanserojen ve
hormon bozucu olarak bilinmekte ve şu ana kadar üretilen en zehirli
sentetik bileşik olarak tanınmaktadır.