Gezi Parkı balonlar

Gezi Parkı bize Türkiye'de yaşam hakkına sahip çıkan her yaştan, her düşünceden insanların olarak doğa için tek yürek olabileceğini gösterdi. Bizler Gezi'de yaşam kalitesinin sadece paradan ibaret olmadığını; ormanımızın suyumuzun ve havamızın elimizden alınarak gerçekleşecek bir ekonomik büyümeyi istemediğimizi gösterdik. Ve yine Gezi Parkı sayesinde hiçbir söz hakkımız olmadan kapalı kapılar ardında hazırlanan yasa tasarılarına dair olumlu kazanımlar elde etmeye başladık.

Peki bu kazanımlar neler oldu?

2 yıl 9 aydır meclisten geçemeyen Tabiat Kanunu, Gezi sayesinde yine meclisten geçemedi, ileri bir tarihte görüşülmek üzere ertelendi. Bu demek değil ki biz bir zafer kazandık, ama kazanabileceğimiz bir zafer için önümüzdeki engellerin aşılması için zaman ve güç kazandık. Peki ne istiyoruz? Bu tasarının çevre komisyonuna geri gönderilerek sivil toplum ve ilgili paydaşlarla birlikte doğanın çıkarlarını gözeten bir şekilde yeniden hazırlanmasını istiyoruz.

"Belgrad ormanlarını imara açılıyor" tartışmalarına neden olan, Orman Kanunu'nun özel ormanların inşaata açılmasına izin veren 7. madde tasarıdan çıkarıldı. Orman Kanunu'na ilişkin düzenlemeler Meclis Bayındırlık Komisyonu'nda görüşüldü ve özel orman alanlarında yapılaşma oranını yeniden düzenleyen maddenin tasarıdan çıkarılması için önerge verdildi. Peki bu bir zafer mi? Hayır değil. Orman olarak korunmasında yarar görülmeyen ve tarım alanına dönüştürülmesi mümkün olmayan yerler "kentsel dönüşüm" çerçevesinde yapılaşmaya açılacak olmasının önünü açan 14. Madde hala o tasarıda. Ve biz bu tasarının yine sivil toplum ve ilgili paydaşlar katılımıyla yeniden düzenlenmeis için çevre komisyonuna gönderilmesini istiyoruz.

Gezi Parkı güneş ocağı

Doğanın sesi biziz artık

Kendi adına konuşma yeteneği olmayan doğa adına verilen kararlar, ilgili tüm tarafların bir araya geldiği ve görüşlerini ortaya koyabildikleri demokratik ve şeffaf süreçlele alınmalı. Oysa son dönemde kanunlaşmayı bekleyen kanun tasarıları tamamen kapalı kapılar ardında, sivil toplum ve halkın taleplerinden uzak bir biçimde hazırlanıyordu. Bununla kalmayarak, bu kanunlardaki maddeler ile yasal itiraz yollarının önü tıkanıyordu.

Gezi ile edinilen kazanımlar, bize katılımcılık ve ortak sesin getirebileceklerinin bir simgesi oldu. Şimdi önümüzde çok daha uzun bir yol var. Bugün mücadeleyi kaybedersek geleceğimizi, doğamızı ve iklimimizi kaybedeceğiz. Bugüne kadar çevre adına edinilen kazanımların devamı ve önümüzdeki dönemde doğanın kazanması için bir an once atılması gereken adımlar var. Daha yeni başlıyoruz, Gezi ile başlayan doğanın kurtuluşu için ortak mücadelemize hoş geldiniz!