BM sekreteri Ban Ki-Moon Greenpeace ile bir araya geldi.
Solda sağa: Daniel Mittler, Athena Ronquillo, Gerd Leipold, Ban Ki-moon, Jamie Choi and John Passacantando.
1992'de Rio Dünya Zirvesi'nden sonraki en büyük çevre toplantısı
geçen hafta New York'ta yapıldı. 10 ülkenin en üst düzey
bürokratları, Al Gore ve Arnold Schwarzenegger gibi büyük isimler
de katılımcılar arasındaydı - tabiki biz de.
BM Genel Sekreteri Ban Ki-moon söze "Şüphelenme zamanı geride
kaldı" diye başlayarak, iklim değişikliğinin artık bariz bir gerçek
olduğuna vurgu yaptı. Ban dünyanın iklim değişikliğiyle ilgili
kaygısını, "bizi ve çağımızı tanımlayacak ve gelecek nesilere nasıl
bir miraz bırakacağımızı belirleyecek" şeklinde ifade etti.Gore
dünya liderlerine, "Harekete geçmemizi engelleyen felç durumundan
kurtulmamız lazım" diye seslendi. Vali Schwarzenegger ise "hareket,
hareket, hareket" dedi.
Başbakan Erdoğan da toplantıya katılanlar arasındaydı.
Konuşmasında iklim değişikliğini önleme konusunda esas sorumluluğun
kişi başı seragazı salımları yüksek olan gelişmiş ülkelere ait
olduğunu, Türkiye'nin salımlarını yükseltmeye devam edeceğini,
Kyoto'ya imza atmalarının da ancak ve ancak Türkiye'nin bu özel
konumunun kabul edilmesi durumunda söz konusu olacağını
belirtti.
Oysa, BBC'nin Türkiye dahil 22 ülkede yaptığı ankete göre, daha
az gelişmiş ülkelerin de seragazı indirimine gitmelerini
isteyenlerin oranı sorumluluğu yalnızca gelişmiş ülkelerin alması
gerektiğini düşünenlerin neredeyse iki katı. Anketin Türkiye
ayağına göre, Türkler'in %78'i iklim üzerindeki etkinin azaltılması
için harekete geçilmesi gerektiğini savunuyor.
Greenpeace Akdeniz İklim ve Enerji Uzmanı Hilal Atıcı bu durumu
şöyle yorumluyor:
"Türk halkı iklim değişikliğinin insan kaynaklı olduğunun
farkında. İklim felaketleri engellenmezse ne ekonomik, ne sosyal ne
de doğal dengelerin olduğu gibi kalmayacağını biliyoruz.
Türkiye'nin kuraklaşması; sıtma, Kırım Kongo ateşi gibi
hastalıkların artması, sel felaketleri ve orman yangınları gibi
iklim felaketleri de bizleri bugün gündemde olan tüm diğer konular
gibi ilgilendiriyor. Bu nedenle, hükümetten iklimi korumaya
kayıtsız kalmamasını ve somut adımlar atmasını bekliyoruz. Türkiye
iklimi değiştiren gazlarla ilgili ne zaman ve ne kadar kesinti
yapacağını biran önce açıklamalı ve harekete geçmelidir. Kaybedecek
zamanımız yok."
Türkiye toplam seragazı (iklimi değiştiren gazların)
salımlarında dünyadaki ilk 20 ülke arasında bulunuyor. Türkiye'nin
seragazı salımları 1990 yılından bu yana %72 oranında arttı. Bu
artış hızı ile Türkiye tüm OECD ve geçiş ekonomisi ülkeleri
arasında (BM anlaşmasına göre EK-1 ülkeleri) birinci sıraya
oturdu.
Çevre Bakanlığı'nın BM'e sunduğu ilk İklim Değişikliği Eylem
Planı'na göre seragazı salımlarının 2020 yılına kadar neredeyse 3
kat artması planlanıyor. Eğer bu planlar uygulanırsa, Türkiye'nin
toplam seragazı salımları İngiltere'nin 2004 salımlarına denk
olacak. Oysa İngiltere'den seragazı salımlarını 2020 yılına kadar
bu düzeyde tutmaması, en az %30 oranında düşürmesi bekleniyor.
BM toplantısında,devlet başkanları birer birer konuyla ilgili
kaygılarını dile getirirken, Greenpeace Çin'in başkanı Lo Sze Ping,
iklim değişikliğine en çok katkıda bulunan ülkelerin, artık
gelişmiş ülkeleri bir bahane olarak göstermekten vazgeçmeleri
gerektiğini ve hep birlikte harekete geçmemiz gerektiğini
söyledi.
Lo, liderleri laf kalabalığını bırakıp, derhal büyük ölçekli
enerji tasarrufu yapmaya ve yenilenebilir enerji teknolojilerini
dünya çapında yaymaya çağırdı. "Aralık'ta Bali'de yapılacak olan
toplantıda, bir yol haritası ya da dilek listesi değil, katı bir
yaptırım listesi hazırlanmalı" dedi.
Kyoto Protokolü çatısı altında gerçekleşecek bir sonraki
toplantı Aralık ayında Bali adasında düzenlenecek. Greenpeace dünya
liderlerini bu toplantılar sırasında Kyoto Protokolünü
ağırlaştırmaya çağırıyor. Sanayileşmiş ülkelerin, 2020 yılına kadar
karbon emisyonlarını yüzde 30 oranında ve 2050 yılına kadar da en
az yüzde 80 oranında indirmeye dair görüşmelerini sıklaştırmaları
gerekiyor. Yapılan bilimsel araştırmalar iklim değişikliğinin en
kötü etkilerini önlemek için bizden bunu talep ediyor.
Bali Toplantısı, iklim değişikliğiyle adaptasyon, hafifleştirme,
temiz teknoloji, ormanlaşma ve kaynak mobilizasyonu dahil olmak
üzere, tüm cephelerde mücadele etmek için gündemini yeniden gözden
geçirmeli. Tüm ülkeler 2009'a kadar anlaşmaya varabilmek için
ellerinden geleni yapmalı ve Kyoto Protokolü'nün son taahhüt zamanı
olan 2012'ye kadar da alınan kararları gerçekleştirmeliler.
ABD yalnız kaldı
ABD Başkanı George W. Bush iklim değişikliği toplantısına
katılan liderler arasında yoktu. Kendisi sadece günün sonunda akşam
yemeğine katılmak için teşrif etti. Bush kendi güvenli toplantısını
Perşembe ve Cuma günü, Washington'da, küresel ısınmaya en çok katkı
sağlamayan ülkelerle yapacak. Toplantının adı da "Büyük
Emisyoncular Toplantısı". Toplantının asıl amacının Bush'un yasal
yaptırımlardan kaçışı olduğu düşünülüyor. Bush iklimi önemsiyormuş
gibi yaparak, sorumluluklarından kaçıyor.
Geçtiğimiz hafta Greenpeace ABD Genel Direktörü John
Passacantando'nun Ban ile yaptığı toplantıda, Passacantando,
Amerika'daki insanların iklim değişikliği ile mücadeleye hazır
olduğunu belirtti ve insanların artık dinlemediği bir başkanın
uydurma toplantısı olan "Büyük Emisyoncular Toplantısı" nı protesto
etti.
7 adım kampanyasına katılın!
7 adım iklim değişikliği kampanyasına katılarak, basit adımlarla nasıl büyük değişimler yaratabileceğinizi görün. Bireysel kampanyanızı yürütün.
Bağış yapın!
Bağımsızlığımızı korumak için hiçbir şirket, devlet ya da politik partiden bağış ya da sponsorluk kabul etmiyor, sadece sizin gibi bireylerin desteği ile çalışmalarımızı sürdürüyoruz.