Bush ile Greenpeace Mahkemelik Oldu!

Greenpeace Beraat Etti!

Haber - 18 Mayıs, 2004
Soru: Aşağıdakilerin ortak noktası nedir? Uzun boylu bir sarışın Gençliğinde evden kaçmış 55 yaşındaki bir kadın Miamili başarılı bir avukat Brezilyalı bir parlamenter ABD Adalet Bakanı John Ashcroft Clinton'ın eski yardımcısı Bir ölüm tehdidi 19. yüzyıl genelevleri Milyonlarca ağaç...

Yukarıdaki fotoğraftakilerin ortak noktası nedir?

Yanıt: Greenpeace

Greenpeace'in 33 yıllık tarihi boyunca hiç umulmayacak kişiler bir araya gelip, şiddet yoluna başvurmadan insanlara çevre bilinci kazandırmaya ve çevre suçlarını aydınlatmaya çalışmıştır.

17 Mayıs'ta, ABD tarihinde az görülür türden bir davanın görüşülmesi başladı. Davanın dayandığı yasa, son uygulanma tarihi yaklaşık 100 yıl önce olan ve son 130 yılda iki kez uygulanan, anlaşılması güç bir yasa. ABD Adalet Bakanı'nın bizzat kovuşturduğu sürecin temel amacı, Greenpeace'i ABD'de yasadışı bir örgüt ilan etmek.

Davanın başlangıcı 2002 Nisan'ında altı Greenpeace eylemcisinin yaptığı eyleme dayanıyor. Eylemcilerden ikisi, APL Jade adında, Miami Limanı'na kaçak maun getiren bir gemiye bindikleri için suçlu bulunup, bir hafta hapis yatmış, hukuksal süreç sona ermişti.

Ya da biz öyle düşünmüştük. 15 ay sonra Washington'daki Greenpeace ofisine Adalet Bakanlığı'nın tüm örgütü suçladığı haberi geldi. Böylece tarihte ilk defa bir Amerikan hükümeti bir savunma sivil toplum örütünü özgür düşünce ile ilgili bir hareketten dolayı suçlamış oldu.

Birkaç hafta içinde, CITES'e göre yok olmanın eşiğinde olan bir tür olan Brezilya maununu korumak için yapılan bir eylem sonucunda, Amerikan yasaları emsali görülmemiş biçimde kılıfına uydurularak Greenpeace, suçlu bir örgüt ilan edilebilir. Not etmek gerekir ki, CITES, maunu soyu tükenen bir tür olarak açıkladığında, birçok hükümet Greenpeace'i türleri korumak için gösterdiği çabalardan dolayı kutlamıştı. Şimdi ise bir hükümet bizi aynı şeyi yaptığımız için suçluyor.

Greenpeace bu yasadışı ticarete dikkat çektiği için yargılanırken; oduncular, gemiciler ve kaçak maun tüccarları ceplerini doldurup yasalara gülüyorlar. Kaçak maun hala Amerika'ya ve diğer ülkelere gidiyor, yeraltı dünyası hala Amazon'un kalbinde çalışıyor, dünyanın en büyük yağmur ormanlarını korumaya çalışanlar ise hala ölüm tehdidi alıyor, öldürülüyor, Amerika gibi ülkeler de CITES'a verdikleri maunu koruma sözünü hala tutmuyor.

Ama bu konu sadece Greenpeace ve Amazon ile ilgili değil. Dava aynı zamanda konuşma özgürlüğüne ve sivil itaatsizliğe karşı bir tehdit. Amerika'daki birçok lider ve sivil toplum kuruluşu, insan haklarına karşı olan müdahaleyi görüp Greenpeace'e destek veriyor. Bunların arasında eski başkan yardımcısı Al Gore, insan hakları lideri Julian Bond, NAACP, Amerikan Sivil Özgürlükler Birliği gibi kuruluşlar var.

Hillary Hosta, bir hafta hapis yatmış ve diğer 5 arkadaşı gibi yasadışı maun taşıyan APL Jade'e karşı eylem yaptığı için suçlu bulunmuş bir Greenpeace eylemcisi.

Rose Young, gençliğinde evden kaçtıktan sonra yetişkinliğinin büyük kısmını Greenpeace için çalışarak geçirmiş İtalyan kökenli bir Amerikalı. Şu anda üç çocuk ve beş torun sahibi olup, Greenpeace'in dünya çapındaki bazı kampanyalarında çok önemli roller oynamıştır.

Hamilton Casara, Brezilya Meclis üyesi ve aynı zamanda IBAMA'nın eski başkanı. Casara Greenpeace'in Brezilyadaki çabalarının değerini bilen bir siyasetçi: "Greenpeace'e ormanları korumamızda gösterdiği yardımlardan dolayı minnettarız, demokratik prensiplerimizi korumak çok önemli."

John Ashcroft, ABD Adalet Bakanı olup, Greenpeace'in Amerikan topraklarında işlenen bir suça dikkat çekip yetkilileri alarma geçirmesinden dolayı suçlu bulunmasını istiyor. Düşünce ve konuşma özgürlüğüne, Bush hükümetine yakışır bir biçimde, meydan okuyor.

David Halperin, hukukçu ve Bill Clinton'ın eski yardımcısı. Greenpeace'i mahkemede temsil edip, gerçek suçluların mahkemeye getirilmesini sağlamaya çalışıyor.

Paulo Adario, Greenpeace için Amazon'un kalbinde yıllardır çalışan bir eylemci. Kaçak maun ticaretinin sonuçlarını bilen, şiddet kullanımının ve köleciliğin odun endüstrisinde yaygın olduğuna tanıklık etmiş olan ve tanınmış çevre eylemcilerinin yağmur ormanlarını korurken öldürüldüğünü gören ve kendisi de yaptığı çalışmalardan dolayı ölüm tehdidi altında olan bir eylemci.

Denizcitacirliği (sailormongering) 1872 tarihinde Amerikan hukunun engellemeye çalıştığı, meyhane ve genelev sahiplerinin limana giren gemilerin yolunu kesip, tayfalarını kıyıya çekip kandırarak, paralarını çalmaları ve gemiyi kullanılmaz hale getirmeleri fiilidir. Bunun engellemek için çıkarılan yasa, 130 yılda sadece iki kez uygulanmıştır. Greenpeace, işte bu yasanın ihlali nedeniyle suçlanıyor.

Amazon yağmur ormanları, dünyanın ciğerleridir. Hayal edilmesi güç bir biyolojik çeşitliliğe sahip olan ormanlar, on milyonlarca insanın evi olup, küresel ısınmaya karşı mücadelede önemli bir öğedir. Ne yazik ki halen doymak bilmeyen insanlar ve şirketler tarafından yok ediliyor. Eğer yağmur ormanlarını koruma konusunda eylem yapmaya devam etmezsek, onları sonsuza kadar kaybedeceğiz.

Fotoğrafta gördüğünüz tüm insanlar, John Ashcroft, maymun ve 19.yüzyıl fahişesi dışında, Miami'deki mahkemede hazır bulunup başrolü oynayacaklar. Ne yazik ki, Ashcroft ne Bush yönetiminin Greenpeace'i yasadışı ilan etmesi ile ilgili bir delil sunmak zorunda olacak, ne de gerçek suçluların yargılanmasından ısrarla kaçınılması ile ilgili sorulara yanıt verecek.

Kategoriler