Haber - 11 Eylül, 2004
Greenpeace Akdeniz'in İspanya Büyükelçiliği'ne yaptığı başvuruya aldığı yanıta göre, Türkiye'den kimse İspanya'nın yardım önerisine yanıt vermemiş. İletilen notta, ayrıca atığın sahibi firmanın atığı geri almayı bir buçuk yıl önce kabul ettiği ifade ediliyor. Greenpeace'e verilen yanıt, şöyle:
MV Ulla, 2200 tonluk toksik atıkla birlikte batarken
Ankara, 10 Eylül 2004
Sayın Bay Husting,
MV Ulla kargo gemisinin batışı hakkındaki, 9 Eylül tarihli
mektubunuza istinaden, belirtmek isterim ki, İspanya Hükümeti,
geminin batışını öğrenir öğrenmez doğabilecek çevre sorunlarıyla
başedebilmek amacıyla işbirliği önermiştir. Ekte İspanya Dışişleri
Bakanlığı'nın 8 Eylül 2004 tarihinde yayınladığı, İspanya'nın bir
Türk firmasına ait geminin Türk karasularında batmasının ardından
Basel Anlaşması uyarınca Cenevre'de acil durumun gerektirdiği hızda
bir ortak çalışma grubu oluşturulma önerisinin bulunduğu basın
notunu bulabilirsiniz.
İspanya, Türk yetkililerin yardım istemlerine her zaman olumlu
karşılık vermiştir. 2003 yılının Şubat ayında, İspanyol Hükümeti
temsilcileri, Türkiyeli meslektaşları ve Basel Anlaşması
Sekretaryası'na, Lafarge-Asland adlı firmanın MV Ulla adlı araçtaki
uçucu külünü İspanya'da bertaraf etmek üzere almaya hazır olduğunu
iletmiştir. İspanya, ayrıca Türkiye'ye yardım etmeye bir dost ve
müttefik ülke olarak yardım etmeye hazır olduğunu defalarca
belirtmiştir.
İspanyol yetkililer, 8 Eylül 2004 tarihinde Türkiye'nin Madrid
Büyükelçisi aracılığıyla ilettikleri önerilere ilgiyle yanıt
beklemektedir. İskenderun liman alanında ortaya çıkabilecek
herhangi bir çevre felaketinin önlenmesi için zaman harcanmadan
harekete geçilmelidir.
Saygılarımla,
Manuel de la Càmara
Greenpeace, hükümete soruyor:
* İspanyol hükümetinin MV Ulla gemisi battıktan hemen sonra
Madrid Büyükelçisi aracılığıyla ilettiği yardım çağrısına yanıt
verilmediği doğru mudur? Eğer böyle ise bunun mantıklı ve meşru bir
açıklaması var mıdır?
* MV Ulla adlı geminin ambarındaki yükün başka bir gemiye ya da
daha güvenli bir yere naklinin 50 bin dolar tutarındaki taşıma
maliyeti nedeniyle yapılmamış olduğu doğru mudur?
* Hükümet yetkililerinin konuyla ilgili bir acil durum planı var
mıdır, varsa bu neden kamuoyuyla paylaşılmamaktadır?
* Hükümet yetkilileri, sorunun ciddiyetinin farkında mıdır, ve
durumun hassasiyetine yakışan bir kriz yönetimi sergilediklerini mi
düşünmektedirler?