Türkiye iklim felaketinin neresinde?

Haber - 24 Mayıs, 2007
İklim felaketi kapımızda. İklim felaketlerinden bahsedildiğinde, kuraklık şu anda öncelikli etki olarak gösteriliyor. Su yönetimi bu tehdit için kısmi bir çözüm olabilir ama başka tehditlerle de karşılaşmamız kaçınılmaz görünüyor. 2 derecelik artışın sonucunda, erozyon nedeniyle toprağımızı, yangınlar ve seller nedeniyle ormanlarımızı ve sıtma, Kırım Kongo Ateşi gibi hastalıklar yüzünden de insanlarımızı geri dönülmez bir şekilde kaybedeceğiz. Bu etkiler, yüzlercesinin yalnızca bir kaçı.

Tehlikeden hepimiz haberdarız, ama ne yapmamız, kime hesap sormamız gerektiğini biliyor muyuz?

Bugüne kadar Türk hükümeti bize hep kulaklarını kapatmayı tercih etti. Çünkü liderler için fosil yakıt ve nükleer lobileriyle geçirilen vakit, halkı yaklaşan felaketten kurtarmaktan daha önemliydi. Yaklaşan tehlike Türkiye tarafından öyle umursanmadı ki, Türkiye seragazı salımının artış hızı açısından, diğer ülkeleri geçti ve iklim katilleri arasında ilk yirmi arasına girmiş oldu. Bütün dünya Kyoto Protokolü’nü imzalamışken hükümetimiz ABD ve Avustralya ile bu suça ortaklık yapmayı tercih etti.

Ama şimdi her şey değişmek zorunda. Çünkü fazla zamanımız kalmadı.

Hükümet soruna gözlerini kapamakla kalmıyor, bizi gelecekteki felaketlerden de habersiz bırakıyorlar, aynı zamanda yenilenebilir ve verimli enerji sistemlerine geçiş seçeneğini sadece sözde ifade ediyorlar. Hiçbir hükümet iklim değişikiliğini önleme görevinden muaf değildir. Hükümetimiz vatandaşlarını felaketin tüm boyutları hakkında bilgilendirmek ve çözüme yöneltmek zorunda. Özellikle, yaklaşan seçimler sırasında, siyasi parti liderlerinin iklim değişikliğine karşı ciddi politikalar geliştirmelerini talep etmeliyiz.  Seçimlere katılan tüm siyasi partiler, iklim felaketlerini engellemek için acil enerji politikaları benimseyerek,;

- Fosil yakıt ve nükleer enerji için verilen teşvikleri kesmek

- Yenilenebilir enerjiler ve enerji verimliliğinin önündeki engelleri kaldırmak

- Kyoto’yu imzalayarak uluslararası işbirliğine katılmak zorundalar.

Geleceğimizi ve çocuklarımızın geleceğini bu kadar yakından ilgilendiren küresel ısınma seçimlere katılan hiçbir partinin  programında bulunmuyor.

Hepimize düşen görev ise, liderlere bu sorumluluklarını sürekli hatırlatmak ve onlardan bizi koruyacaklarına dair söz almak.

Sanal eylemlere katılın!

125 ülkeden yüzbinlerce kişi Greenpeace küresel sanal eylemcisi. Sanal eylemlerle hep birlikte hareket etmenin önemini kanıtlayan uzun bir başarı listesine sahip. Siz de sanal eylemcilere katılın, değişimin parçası olun!

Bağış yapın!

Bağımsızlığımızı korumak için hiçbir şirket, devlet ya da politik partiden bağış ya da sponsorluk kabul etmiyor, sadece sizin gibi bireylerin desteği ile çalışmalarımızı sürdürüyoruz.

Kategoriler