Haber - 26 Temmuz, 2011
24 Temmuz’da Akkuyu’da başlayan ve bir ay sürmesi planlanan nükleer karşıtı direniş kampına biz de çadırlarımızı alarak katıldık.
Mersin Nükleer Karşıtı Platform tarafından düzenlenen çadır kamp bir ay sürecek. 3 - 11 Haziran tarihlerinde Taksim Meydanı'ndaki nükleer karşıtı direnişte bulunan eylemcilerimizle bu kez de Akkuyu'da mücadeleye devam ediyoruz.
Yaptırdığımız kamuoyu araştırması gösteriyor ki Mersin halkının %70'ı nükleer santral istemiyor. Buna rağmen nükleer santral kurma hazırlıklarına devam ediliyor.
Geçtiğimiz yıl yalnızca 10 günlük bir proje ile Akkuyu'daki Büyükeceli Yeni Cami'ye kurduğumuz paneller hala temiz elektrik üretiyor. Türkiye'nin en yüksek güneş potansiyeline sahip bu bölgede nükleer santral kurmak yerine doğayla barışık enerji potansiyelimizin bir an önce değerlendirilmeye başlanması gerekiyor.
Kamp süresince bölgede bilinçlendirme çalışmaları yaparak bölgenin güneş ve rüzgar potansiyeline dikkat çekeceğiz. 27 Temmuz Çarşamba günü bu kapsamda Büyükeceli Köyü'nde çekimleri geçtiğimiz yıl Greenpeace tarafından gerçekleştirilen 'Güneş Akkuyu'dan Yükseliyor' belgeselinin gösterimi yapılacak.
Rüzgar ve güneş daha hızlı büyüyor
Greenpeace Uluslararası tarafından yayınlanan küresel enerji santralleri pazarına dair bir analize göre, 1990'lı yıllardan beri rüzgar ve güneş enerjisi tesisleri diğer bütün enerji santrali teknolojilerinden hızlı büyüyor. Ayrıca, 2010'da en büyük pazar payına ulaşan yenilenebilir enerjiler Avrupa'nın üçte birine yetebilecek kapasitede elektrik sağladı.
Türkiye Avrupa'nın en yüksek rüzgar ve güneş potansiyeline sahip ülkelerinden biri ancak şu an bu potansiyelin %1'i bile kullanılmıyor. Türkiye'de gerekli yasal düzenlemeleri yaparak rüzgar ve güneş yatırımlarının önünü açar ve bu konuda AR-GE çalışmalarını hızlandırırsa hem enerji ihtiyacını karşılayabilir hem de küresel pazarda aktif bir yer kazanarak enerji devrimi'ni yakalayabilir.