ABD'den gelen plütonyum yüklü kargo Fransa'ya vardı

140 kilogram geldi, ama 68 ton yolda!

Haber - 6 Ekim, 2004
Kamuoyunda ve politik arenada nükleer silahsızlanmayla ilgili yükselen baskılara rağmen, ABD'den Fransa'ya 140 kilo Plütonyum getiren hafif silahlı kargo gemilerinden ilki, Pacific Pintail, Fransa'nın Cherbourg Limanı'na bugün vardı.

Greenpeace eylemcileri, plütonyum nakliyatında kullanılacak olan Cherbourg-La Hague yolunu bir kamyonla tıkadıktan sonra, Fransız polisi tarafından gözaltına alınıyor. ABD'den gelen iki geminin taşıdığı 140 kg. plütonyum, şu anda yolda.

Fransız nükleer firması Areva, yaptığı basın açıklamasında, gemide silah yapımında kullanılabilecek plütonyum olduğunu ve Fransız ordusunun eskortluğunda plütonyumun 18 kilometre uzaklıktaki yeniden işleme tesisi olan La Hague'a götürüleceğini belirtti.

Limana Pacific Teal'ın eskortluğunda gece karanlığındayanaşan Pintail, Greenpeace'in gemisi Esperanza tarafından farkedildi. Sabah 5.45 civarında limana giren gemi, karşısında altı yattan oluşan Nükleersiz Atlantik Filo'sunun 'Plütonyumu Durdurun' yazılı pankartları buldu. Deniz komandolarının olduğu altı bot ve iki helikopterden oluşan koruma konvoyu da limana Pintail'le beraber girdi. Fransız jandarmaları da kıyıda bir güvenlik çemberi oluşturarak protestocuları durdurmaya çalıştı. Greenpeace basın botu ve İngiliz ITN Televizyonu'na ait kamera ekibi, askeri bölgenin dışında tutuklanıp daha sonra serbest bırakıldılar.

Plütonyum, La Hague'a vardıktan 24 saat sonra 1000 kilometreden fazla bir yol katedip plütonyum yakıt fabrikasının olduğu Güney Fransa'daki Caradache'e götürülecek. Karayolu taşımacılığının gerçekleşeceği bu güzergah henüz açıklanmadı ve tüm yolculuğun kaza veya terörist saldırı riski en yüksek olan bölümü de yolculuğun bu aşaması. Areva, gelen plütonyumu henüz deneme aşamasında olan ve MOX (Plütonyum Uranyum Oksit karışımı) olarak bilinen yakıta dönüştürüp, 2005 yılı başlarında ABD'ye geri gönderecek ve bu yakıt ABD'de üç yıl boyunca denenecek.

Greenpeace'ten Tom Clements, "Silah yapımında kullanılabilecek plütonyum, dünya için bir uyarı niteliğindedir. Şimdi, yeni tehlikeli maddelerin transferi yerine nükleer silahsızlanma için ciddi adımlar atma zamanı. Plütonyumun Fransa'ya gelişinde karşılaşılan askerî önlemler, nükleer silah maddelerinin dünya barışı için bir tehlike olduğunnu ve ticaret kapsamında değerlendirilemeyeceğinin göstergesidir" dedi.

Nakliyat, buzdağının görünen parçası

Plütonyum, Güney Carolina'daki Charleston Limanı'ndan 20 Eylül'de yola çıktı. Fransız ve İrlanda'dan gelen teknelerden oluşan tekneler günlerdir gemilerin gelişini bekliyor. Greenpeace, plütonyum taşımacılığının bir kamu kuruluşu olan Fransız Areva tarafından yürütülen küresel bir programın parçası olduğuna dikkat çekiyor. ABD ve Rusya Hükümetleri, silah yapılabilecek plütonyumun, büyük ölçekte, nükleer yakıt olarak kullanılmasını ticarîleştirmeye çalışıyorlar. Böyle bir program, yalnızca plütonyumun hedef olma riskini arttırmayacak, ayrıca tüm dünyaya silahsızlanma konusunda yanlış mesajı verecektir.

Greenpeace'ten Shaun Burnie, "Plütonyum taşımacılığı kasıtlı saldırılara ve kazalara karşı büyük riskler içeriyor ve durdurulması gerekiyor. Atlantik Okyanusu'ndan sonra şimdi de Fransa'da önüne gelen her şeyi tehdit ediyor." dedi. "Fransız Hükümeti, tüm bu güvenlik risklerine rağmen plütonyum taşımacılığına devam etmekte kararlı görünüyor."

Areva, bu işlemin nükleer silahlanma çalışmalarından gelen tehditleri azaltmak için yapılan çalışmaların bir parçası olduğunu iddia etse de, kendisine bağlı La Hague nükleer santralinde hergün daha fazla plütonyum üretmeye devam ediyor. Halihazırda La Hague'da 70-80 ton kilogram plütonyum bulunuyor.

Bu plütonyumdan yakıt elde etme testleri başarıya ulaşırsa, ABD ve Rusya'dan gelecek olan 68 ton silah yapımına uygun plütonyum (15 bin nükleer silah yapmaya yetecek kadar) hırsızlığa, kazalara uğrama riskine maruz kalacak. Ayrıca, Fransa ve Birleşik Krallık'taki yeniden işleme sonucu kazanılmış 180 ton civarındaki 'sivil' plütonyum da nükleer silahsızlanmaya karşı büyüyen bir tehlike olmaya devam ediyor.