Aliağa- Akdeniz’in Güzeli ve Çirkini

Basın bülteni - 22 Temmuz, 2006
Aliağa, 22 Temmuz 2006, Cumartesi- Greenpeace’in bayrak gemisi Rainbow Warrior, Türk kıyılarındaki yunus ve balinalarla ilgili yapılmakta olan bir araştırmanın parçası olarak bugün Aliağa’da. Greenpeace, Akdeniz’de bir deniz rezervleri ağının kurulmasını talep ediyor ve üç aylık Akdeniz’i Koruyoruz (1) turunun bir ayağı olan Türkiye’de bulunuyor.

Greenpeace Gemisi İstanbul’dan “Barış Şimdi” mesajıyla ayrıldı.

Aliağa, denizlerimizi nasıl kötüye kullandığımız ile neden acilen onları korumaya başlamamız gerektiğini net bir şekilde gösteren bir örnektir. Petro kimya, gemi sökümü ve demir-çelik sektörlerine ev sahipliği yapıyor olması, Aliağa’yı Türkiye kıyılarının en hassas bölgesi haline getiriyor. Yanıbaşımızdaki Foça’da, Akdeniz’in nesli tükenmekte olan türlerinden Akdeniz Foku, hala daha yaşam mücadelesini sürdürmekte (2). Akdeniz Fokları için önemli yerlerde deniz rezervleri kurulmadığı sürece fokların nesli tükenmeye devam ediyor olacak.

“Kirlilik, kıyısal yapılaşma ve aşırı avlanma, Akdeniz foklarının varlığına ciddi bir tehdit oluşturuyor” diyor Greenpeace Akdeniz ofisi avukatı Gökhan Candoğan, “Akdeniz foklarının yemek için ihtiyaç duydukları beslenme alanlarının korunması, Akdeniz foklarıyla birlikte balıkçıların da faydalandığı, balık stoğunun yenilenmesi için acilen bir deniz rezervleri ağına ihtiyaç vardır.”    

Deniz rezervlerinin yanı sıra kıyıları aşırı yapılaşmadan ve kirlilikten korumak için harekete geçmek gerekiyor. Ancak son zamanlarda, Türkiye’de, bu koruma girişimi bir adım geriye taşındı. Bu yılın başlarında, teklifi verilmiş olan kıyısal gelişime yol açabilmek için Alaçatı ve Çeşme’deki SİT alanlarının dereceleri düşürülmüştür. “Uluslararası anlaşmalar kapsamında ve Türk anyasasının 90’ıncı maddesine göre Türk Hükümeti Akdeniz’i korumaya yükümlüdür,” diyor Gökhan Candoğan ve ekliyor “Tek bir kalem darbesiyle önemli kıyısal alanların korumasını, girişimcileri tatmin edebilmek için, azaltmakla hem kendi kanunlarımıza hem de uluslararası yükümlülüklerimize karşı gelmiş oluyor hükümetimiz.”

Akdeniz’i tehdit eden başka bir unsur da “mavi yüzgeçli orkinos” gibi değerli balık stoklarının aşırı avlanması. Greenpeace, Mayıs ayında, Akdeniz’deki mavi yüzgeçli orkinosun durumuyla ilgili bir rapor yayınlayarak (3) orkinos çiftliklerini bu türün yaşamını sürdürmesi için esas tehditlerden biri olarak belirledi. Bir ay boyunca denizlerdeki orkinos endüstrisini belgeledikten sonra (4) Greenpeace, bu türün halihazırda tükenmekte olduğu sonucunu gösterdi ve ICCAT’i bu yıl için av sezonunun kapatılması için harekete geçmeye çağırarak bu türün eski sağlığına ve kalitesine kavuşması için bir iyileşme planı ortaya koydu (5).

En son İzmir’de, durumu mevcut halinden de kötüye götürecek olan üç yeni orkinos çiftliğinin açılması onaylandı. “Akdeniz kıyılarındaki orkinos çiftliklerinin kapasitesi çoktan yasal avlanma miktarını aştı,” diyor Greenpeace Akdeniz ofisinden Canan Saraç, “avlanma kapasitesini daha da arttırmaya çalışmak tamamen çılgınlık olur ve

zaten yeryüzünden yok olmakta olan mavi yüzgeçli orkinosun katledilmesi için bir teşvik yaratır.”

Geçtiğimiz ay Greenpeace, Akdeniz’deki tahrip edilmiş ve bozulmakta olan ekosistemlerin düzelmesine çok büyük katkıda bulunacak olan bir deniz rezervleri ağı önerisi hazırladı (6). “Akdeniz’de yaratılacak olan deniz rezervleri ağı, deniz yaşamını tehdit edene pekçok unsurun önüne geçilmesine ve hayatını geçindirebilmek için sağlıklı, üretken bir denize ihtiyaç duyan insanlara yardımcı olacak.” diyor Rainbow Warrior’dan Canan Saraç, “Bizim denizimiz olan Akdeniz’e bakışımızda, onu kirlilikten arındırarak ve deniz rezervleri ile korunmasını sağlayarak, kökten bir değişiklik yapmamız gerekiyor.”

Greenpeace bağımsız bir kampanya örgütü olup küresel çevresel sorunları şiddet içermeyen yaratıcı yöntemlerle açığa çıkarmayı ve daha yeşil, huzurlu bir geleceğe yönelik çözümleri desteklemeyi amaçlamaktadır.

  

 

 

VVPR info:

Canan Saraç, Greenpeace Akdeniz ofisi Denizler Kampanya Sorumlusu,
0 533 595 18 58
Yeşim Aslan, Greenpeace Akdeniz ofisi İletişim Sorumlusu,
0 532 324 32 04
Gökhan Candoğan, Greenpeace Akdeniz ofisi Avukatı,
0 555 441 87 39

Notes:

(1) “Akdenizimizi Koruyoruz”, Akdeniz’in karşılaştığı tehditleri belgeleyen ve gelecek için öngördüğümüz Akdeniz’in %40’ını kaplayan gerektiği gibi uygulamaya konmuş deniz rezervlerini önermek için yola çıkmış bir turdur. Rainbow Warrior, tur dahilinde İtalya, Yunanistan, Türkiye, Fransa ve İspanya duraklarında olacaktır. Gemi Türkiye’de, Ege ve Akdeniz kıyıları boyunca ‘Güzel ve Çirkin’i belgelemek, denizimizin ve korumamız gereken deniz yaşamının karşı karşıya olduğu tehditleri göstermek için yolda.

(2) Akdeniz foku, Monachus Monachus, Akdeniz’in en ayrıcalıklı ve tehdit altındaki türlerinden. IUCN’nin 2004 değerlendirmesinde bu türün kritik bir şekilde tehlike altında olduğu, hatta neslinin tükenmekten sadece bir kademe kadar yukarıda olduğu belirlenmiştir. Tütün azalmasının ana nedenleri yaşam alanlarındaki tahribat, avlanma ve kirliliktir. Akdeniz fokları üremek, yavrularını büyütmek ve dinlenmek için kıyısal alanlara, beslenmek için de kaynak olarak denize ihtiyaç duyarlar. Kıyılardaki aşırı yapılaşma, yaşam alanlarını küçülterek kalitesini düşürüyor. Aşırı avlanmanın da balık stoklarını azaltması sonucunda binlerce yıldır aynı denizleri paylaşan balıkçılarla foklar, bu azalmakta olan ortak besin kaynağı için rekabet eder oldular. Maalesef bu demek oluyor ki bazen Akdeniz fokları, balık ağlarından yedikleri için öldürülüyorlar.

(3) Bkz. “Bütün Orkinoslar Nereye Gitti?” Greenpeace, 2006
http://www.greenpeace.org/turkey/press/reports/orkinoslar-nereye-gitti

(4) Greenpeace’in bir diğer gemisi olan Esperanza, 14 aylık “Denizlerimizi Koruyoruz” turu dahilinde İspanya’dan Mısır’a yolculuk yaptı. Akdeniz’de Greenpeace, içinde İspanyol, Fransız, İtalyan ve Türk gemilerinin de bulunduğu orkinos avcılığı ve çiftlikçilik aktivitelerini belgeledi. Av gemilerinin pekçoğu yakalamak için hiç balık bulamamış ve hatta bir Türk gemisindekiler, yakaladıkları orkinosun küçülmekte olan boylarından bahsetmiştir.

(5) Greenpeace, ICCAT’ten:

• Mavi yüzgeçli orkinos kotasında ciddi bir azalma yapılmasını ve türün üreme alanlarını içine alan deniz rezervlerinin oluşturulmasını,
• Türün üreme olgunluğuna erişmesine izin verecek ölçüde minimum avlanma boyutunun belirlenmesini,
• Av yasağı sezonunun genişletilmesiyle avlanma çabalarında bir an önce, kuvvetli ve kayda değer azalmanın gerçekleşmesini,
• Orkinos avcılığı yapan gemilerde ve çiftliklerde bulunacak bağımsız gözlemcilerin avlanmayı belgelemesini ve yayımlamasını,

talep ediyor.

Ayrıca Greenpeace, 22 Haziran 2006’da Akdeniz’deki mavi yüzgeçli orkinos avcılığının, denizlerde belgelenen mevcut duruma ve bu türün acilen korunmaya alınması için harekete geçme gereksinimine dayanarak, tamamen yasaklanmasını talep etmiştir.

(6) Bkz. “Akdeniz İçin Deniz Rezervleri” Greenpeace, Haziran 2006.
Rapora ulaşmak için: http://www.greenpeace.org/turkey/press/reports/akdeniz-i-in-deniz-rezervleri

Kategoriler