Durban iklim görüşmeleri: Son şans mı?

Basın bülteni - 28 Kasım, 2011
Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 17. Taraflar Toplantısı Güney Afrika'nın Durban kentinde bugün başladı. Greenpeace, tüm hükümetleri, karbon salımlarına neden olan şirketler yerine iklim değişikliğini önlemek için acil adımlar atılmasını isteyen insanları dinlemeye çağırıyor.

Greenpeace'in geçtiğimiz hafta yayımladığı bir rapor, Eskom, Shell gibi dünyanın önde gelen şirketlerinin iklim anlaşması süreçlerinde hükümetleri nasıl etkilediğini ortaya koymuştu. Rapora göre, iklim değişimine neden olan karbon salımına en çok neden olan şirketler ve bu faaliyetlerden kar sağlayanlar, iklim değişikliğini önleme konusunda anlaşmalar yapılmasının önüne geçmeye çalışıyor.

Eğer bu yıl Durban'da da hükümetler arası bağlayıcı bir anlaşma ortaya çıkmazsa, bu, Kyoto Protokolü'nün de sonu anlamına gelebilir. Amerika, Kanada ve Japonya gibi ülkeler, Kyoto Protokolü'nün 2012'den sonra başlayacak ikinci dönemine katılmayacakları yönünde açıklama yaptılar.

Türkiye, salımlarını en hızlı artıran ülke Durban'daki görüşmelere Türkiye de katılıyor ancak herhangi bir karbon salımı azaltım hedefi yok. Bunun sebebini ise hükümet Türkiye'nin iklim değişikliğinde çok büyük bir payı olmaması ile açıklıyor. Ancak Türkiye, son 10 yılda tüm dünyada sera gazı salımlarını en hızlı artıran ülke.

Greenpeace Akdeniz İklim ve Enerji Kampanyası Sorumlusu Pınar Aksoğan, "İklim değişikliğinin etkilerinin sosyal ve ekonomik kalkınmayı şiddetli bir şekilde baltaladığını açıkça ortada. Bugün Somali'de yaşananlar bunun sadece bir örneği. İklim değişikliğinin en büyük nedeni ise kirli enerji yatırımları. Hükümetler, çevreyi kirleten şirketlere verdikleri desteği bugün kesmezse, dünya iklim değişikliğinden çok ağır şekilde etkilenecek. Türkiye hükümeti de bu küresel sorumlulukta üzerine düşeni yapmalı. 50 kömürlü termik santral planı ile Türkiye, önümüzdeki dönemde iklim değişikliğine en fazla katkıda bulunacak ülkelerin başında geliyor. Bugün yapılacak enerji yatırımları, önümüzdeki 80 yılı etkileyecek. Türkiye 2015 sonrası artan karbon emisyonları nedeniyle cezalar da ödemeye başlayacak. Kyoto Protokolü'nü kaybetmek ve daha zayıf kuralların ve daha az şeffaflığın olduğu bir sisteme doğru hareket etmek iklim değişikliğiyle mücadeleyi de kaybetmek anlamına gelir. Hükümetleri bundan fayda sağlayan çok uluslu şirketleri değil, bizleri dinlemeye çağırıyoruz" dedi.

Kategoriler