Tel Aviv Greenpeace Akdeniz Genel Direktörü Dr. Uygar Özesmi bugün İsrail'de ilk kez düzenlenen Ashdod Sürdürülebilir Yaşam Konferansı'nda yaptığı kapanış konuşmasında, Ortadoğu'da barış için kirli enerjilerin geride bırakılmasının şart olduğu mesajını verdi.
Filistin Su Bakanı ve İsrail Çevre Bakanı, önde gelen akademisyenlerin, gazetecilerin ve şirket liderlerinin katıldığı konferansın onur konuğu olan Özesmi, yaşanan ekolojik krizlerin ekonomik krizleri ve dolayısıyla sosyal patlamaları tetiklediğini ve bölgesel savaşlara neden olabileceğini belirtti, çözüm önerilerini paylaştı.
Bölgede istikrarlı bir barış için ekoloji ve ekonominin aynı öneme sahip olduğunu vurgulayan Özesmi, "Bugün kömür, petrol ve doğalgaz yüzünden gerginlikler ve savaşlar var. Yarın, bizim ve çocuklarımızın hayatı için de, kömür, petrol ve doğal gazı yakmamız nedeniyle iklim değişikliği ve buna bağlı yokluk ve savaşlar olacak. Doğu Akdeniz ve Orta Doğu'da barış istiyorsak bunun ilk ve en kolay yolu ekonomimizi kömür, petrol ve doğalgaz bağımlılığından kurtarmak. Yüzümüzü yeraltının karanlık güçlerine değil, güneşin parlak ışığına çevirme vakti çoktan geldi de geçiyor. Akdeniz güneşi ve esintisi bize sadece enerji değil aynı zamanda barış verecek" dedi.
Ekoloji ve ekonomi birlikte düşünülmeli
Son zamanlarda Doğu Akdeniz'de petrol ve doğal gaz aramaları ülkeler arasında gerginliklere neden oluyor. Petrol ve doğal gaz için derin deniz sondajları ise hassas Akdeniz ekosistemini ciddi bir biçimde tehdit ediyor. Sanayi tesislerinden ve yerleşimlerden kaynaklanan kirlenme deniz yaşamını yok ediyor.
Türkiye, İsrail, Lübnan, Ürdün ve Mısır'da faaliyetlerini sürdüren Greenpeace Akdeniz, bölgede iklimi değiştiren fosil yakıtların kullanımına karşı ve denizlerin korunmasına yönelik kampanyalar yürütüyor. Politik gerilimler ve çatışmalarla tanınan bir bölgede tek bir ofis olarak çalışan Greenpeace Akdeniz, aynı zamanda bölge barışı için bir örnek oluşturmayı hedefliyor. Bu amaç doğrultusunda İsrail'de bir dizi ziyaret gerçekleştiren Özesmi, İsrail'in önde gelen ekonomi dergilerinden The Marker'da yayınlanan röportajında, ekoloji ve ekonominin birlikte düşünülmesi gerektiğine dikkat çekti. Özesmi "Eko-nomi ve Eko-loji kelimelerinin her ikisinin de kökeni aynı. Eko (Oikos) Eski Yunan'da ev ve araziye verilen isim; evimiz, arazimiz, gezegenimiz. Yeşil ve barış içinde dönüşüm, ekolojinin ve ekonominin bir araya gelmesiyle mümkün. Ekoloji olmadan ekonomik düşünmek, Oikos'u, toprağımızı bilmeden, tanımdan, o toprağı yönetmeye çalışmak demek. Ekoloji ve ekonomi, yaşadığımız verimli toprakların bizi beslemesi ve yaşatması için birlikte düşünülmesi gereken kavramlar" dedi.
Dr. Uygar Özesmi
Doğa koruma çalışmalarına çocuk yaşta Sultansazlığı'nda bilimsel araştırmalarla başlayan Dr. Özesmi, çeşitli TÜBİTAK ödülleri aldıktan sonra 19 yaşında Çevreden Sorumlu Devlet Bakanı Adnan Kahveci'nin danışmanlığını yaptı. Orta Doğu Teknik Üniversitesi'nden sonra Fulbright Burslusu olarak Amerika Birleşik Devletleri'nde Ohio State Üniversitesi'nde Çevre Bilimleri alanında yüksek lisans, daha sonra ünlü MacArthur Burslusu olarak Minnesota Üniversitesi'nde Koruma Biyolojisi, Kalkınma ve Sosyal Değişim konularında doktora yaptı ve aynı üniversitede dersler verdi. Erciyes Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü'nü kurmak üzere 2000 yılında Türkiye'ye döndü. Doğa Derneği'nin kurucu başkanlığını yaptı, Karadeniz STK'ları ve yönetim kurulu üyeliği yaptığı TÜRÇEK ile Karadeniz Doğa Koruma Federasyonu'nun kuruluşunu sağladı. Sivil Toplum Geliştirme Merkezi'nin de kurucu üyeleri arasında olup, halen sivil toplumun küresel çatı örgütü olan CIVICUS'ta yönetim kurulu üyesi. 2004 yılında Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı'nda görev almak üzere New York'a gitti. 2006'da TEMA Vakfı Genel Müdürü olarak Istanbul'a geldi. Mart 2008'den beri Greenpeace Akdeniz Genel Direktörü görevini yürüten Dr. Özesmi'nin 90'dan fazla bilimsel yayını ve Yasak Meyve: Cehennemden Çıkıs adlı bir kitabı vardır.