Trakyalılar termik santral yaptırmamakta kararlı

Perşembe sabahı gün çok erken ve çok heyecanlı başladı. Greenpeace gönüllüleri olarak henüz gün ağarmadan, Çerkezköy’de düzenlenecek Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) Halkın Katılımı Toplantısı’na katılmak için yola çıktık. Bir an önce Çerkezköy’e varmak, orada kömürlü termik santrale karşı mücadele eden Trakyalılar ile bir araya gelmek, sesimiz daha güçlü çıksın diye seslerine ses katmak istiyorduk.

Saat 10’da başlaması planlanan toplantı için Çerkezköy Sanayi ve Ticaret Odası önüne vardığımızda saatlerimiz 9 buçuğu gösteriyordu. Vardığımız anda karşılaştığımız manzara, kalabalık, halkın kararlılığı, kadınların termik santrale karşı yükselen sesleri heyecanımızı ikiye katladı. Kömürlü termik santralin inşa edilmek istendiği ormanlık alanın yakınında bulunan Pınarca Köyü’nün sakinleri ormanlarına, oksijen kaynaklarına sahip çıkmak için traktörleri ile gelmişti. Köyün kadınları düdükleri, evdeki kap kaçakları ile toplantının gerçekleşeceği binanın önünde bekliyordu. Diğer sivil toplum kuruluşları da Trakya halkıyla dayanışmak için oradaydı. Dostlarla selamlaştık, hasret giderdik. Her şey o kadar güzeldi ki…

Tam da planlandığı gibi saat 10’da salona  alınacağımız duyuruldu. Kapının önündeki  kalabalık iyice artmıştı. Polis kontrollü bir şekilde  insanları içeri almaya başladı. Ne var ki kalabalık  azalmamışken polis salonun dolduğunu iddia  ederek, kalanları içeri almayacaklarını söyledi. Biz  de dışarıda kalanlar arasındaydık. Halktan içeri girmeye çalışanlarla polis arasında küçük çaplı arbedeler yaşandı.

Salonda yer olmasına rağmen “halkın katılımı”  adındaki toplantıya halk alınmıyordu. Dışarıda, içeride neler olduğunu merak ederken toplantının  iptal edildiği haberi geldi. Toplantının iptal edilme  gerekçesi ise son derece ilginçti: “Halk bilgi almak istemiyor.” Halbuki bu doğru değildi. Oradaki halkın tek istediği toplantı salonuna girebilmek ve  düşündüklerini ve de termik santral istemediklerini yetkililere iletmekti. Bizler gibi salona giremeyen  avukat arkadaşımız bunun üzerine konuyla ilgili bir tutanak tuttu. Hızla hepimiz tutanağı imzaladık. 

Ardından, kömürlü termik santralin inşa edilmesi planlanan meşe ormanına doğru yola çıktık. Amacımız gelecekte kömürlü termik santralin inşası ile işlenebilecek bir çevre suçuna karşı alanı görmekti. Ormanlık alana vardığımızda gözlerimiz doldu. Her ne kadar mevsim nedeniyle yapraklar dökülmüş olsa da gördüğümüz manzara çok güzeldi. Yapraklarını dökmüş meşe ağaçlarının gökyüzüne uzanan gövdeleri, yanlarından akan çay…

Ne var ki bu güzel manzarayı bozan bir şey vardı; plastik çöpler! Hemen işe koyulduk. Her ne kadar hazırlıklı gelmiş olmasak da hızla organize olup bölgedeki plastik çöpleri temizledik.

Greenpeace gönüllüleri olarak kirli enerji üretim yöntemlerine karşı mücadelemize yılmadan devam edeceğiz. Trakyalılarla, kömürlü termik santrale karşı direnen herkesle omuz omuza duracak, bu uğurda binlerce ağacın katledilmesine izin vermeyeceğiz.  

Trakya için sen de harekete geç!

Kampanyaya katıl.