Greenpeace Toksik Maddeler Kampanya Yardımcısı Gözde Baykara, mitingde bir konuşma yaptı.
Bugün aylar sonra tekrar bu meydanda toplandık çünkü
İskenderun'un bir yarası hâlâ iyileşmedi! Dört yılı aşkın
mücadelemiz hala bitemedi! MV Ulla hala suyun altında, Türkiye'nin
en önemli körfezlerinden biri olan İskenderun Körfezi'ni tehdit
eden sorunlara bir tanesini daha ekleyerek 6 aydır çıkarılmayı
bekliyor!
Arkadaşlar,
MV Ulla gemisinin İspanya'dan toksik yükü ile yola çıkıp
Türkiye'ye gelmesinin üzerinden beş yıl geçti. Sorumlular ve
yetkililer, bu yıllar boyunca yapılan onca eyleme, onca uyarıya,
onca yazılı başvuruya kulaklarını tıkamayı tercih ettiler ve
sonunda Eylül 2004'te göz göre göre batışına seyirci oldular!
Bizlerin de seyirci kalacağını sandılar ama yanıldıklarını ve bu
kirli ticaretin cezasını çekmeyeceğimizi, buna izin vermeyeceğimizi
düşünemediler.
İskenderun'un değil, Türkiye'nin ayıbı
MV Ulla, İskenderun'un değil Türkiye'nin ayıbı olarak
alınlarımıza yazıldı. Tıpkı 18 yıldır Karadeniz'de bekleyen İtalyan
zehirli varilleri gibi…
MV Ulla dört yıllık bir mücadeleye rağmen acımasız bir
duyarsızlığın sonucu battı. Her şeyden önce yasadışı olan bu atık
ticaretinin cezasını sorumlular değil, bu kirli oyunda hiçbir suçu
olmayanlar, bu denizden yaşamını sağlayanlar ve yine doğa çekti. Bu
gemi hem atık ticaretinin acı bir örneği, hem de hükümetlerin bu
soruna karşı yetersizliğinin bir göstergesidir.
Aylar önce bu ayıbın son bulacağına dair bir umut ışığı doğdu.
Sorumlular geç de olsa görevlerini yerine getireceklerini taahhüt
ettiler. Ancak hâlâ bekliyor olmamız endişe vericidir. Dört yıllık
duyarsızlığın, yavaşlığın, vurdumduymazlığın bedeli yeterince
ödenmedi mi? Yaptığımız eylemler, mitingler, Ankara'ya ziyaretler
anlaşılamadı mı?
Artık hükümetin de bizlerin yıllardır yaptığımız gibi bağıra
bağıra "Türkiye başka ülkelerin atık çöplüğü değildir." diye
haykırması ve bunun en güzel kanıtı olarak da MV Ulla'yı atığı ile
birlikte bir an önce İspanya'ya geri yollamasının zamanıdır. Hemen
ardından ise Karadeniz'deki İtalyan atıkları için de aynısı
yapılmalı ve 18 yıllık bir başka utancımız da temizlenmelidir.
Arkadaşlar,
İskenderun körfezi yalnız Türkiye'nin değil Akdeniz'in de en
önemli ve değerli körfezlerinden biri, özellikle de çok önemli bir
balık üreme bölgesi ve stoğudur.
Bugün körfezin ekolojik dengesini bozan gemi trafiğinden
kaynaklanan yasadışı atıklar, termik santraller, demir çeliğin
yarattığı riskler yetmiyormuş gibi, MV Ulla gemisinin de batışı, bu
körfezde alarm sinyallerinin çalması için yeterli olmuştur.
İskenderun Körfezi'ne hak ettiği değeri vermek ve gelecek kuşaklara
yaşamlarını sürdürebilecekleri bir körfez bırakmak hepimizin
görevidir. Bugün değilse asla kurtaramayacağımız bir doğayı ve
kaynağı yok edenlere karşı mücadele etmek ve yeniden temiz ve
sağlıklı bir deniz yaratmak zorundayız!
Bunun için ise tek bir yol var. Ülkemizde temiz enerji
kaynakları ve temiz üretim olanaklarını hayata geçirmek. Kirli
teknolojiler ve kirli ticaretlere devam ederek ancak geleceğimizi
yok etmiş oluruz.
Akdeniz'i kurtarabilmek için önce kendi ulusal sularımızı
korumayı öğrenmeliyiz!
Tüm yetkililere, tüm İskenderun halkına, tüm sivil toplum
kuruluşlarına sesleniyor ve yaşayan ve yaşanabilir bir körfeze ve
denize sahip olmak için birlikte çalışmaya davet ediyoruz.
Evet arkadaşlar, bugün değilse asla!