Cop24'ten geriye kalanlar

İki hafta süren Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (UNFCCC) Taraflar Konferansı (COP24) Polonya’nın Katowice kentinde geçtiğimiz haftasonu tamamlandı. Birkaç ay önce yayınlanan ve büyük ilgi çeken Hükümetlerarası İklim Paneli (IPCC), “1,5 Derece Özel Raporu”ndan dolayı sadece iklim alanında çalışan karar vericiler ve aktivistlerin değil, tüm dünyanın gözleri konferansın üzerindeydi.

Keza rapor, küresel sıcaklık artışlarını sanayi öncesi döneme göre 1,5 derecede tutmak için 12 yıl gibi sınırlı bir süremiz olduğunu ve bunu başaramazsak böyle bir ısınmanın gezegen üzerindeki yaşam için getireceği felaketleri gözler önüne sermişti.

2015 yılında imzalanan ve rekor sürede yürürlüğe giren Paris Anlaşması küresel iklim rejimini düzenlemek ve bütün ülkelerin gerekli adımları attığını garantilemek için çok önemli. Bu taraflar konferansında da Paris Anlaşması’nda ülkelerin sundukları taahhütleri eyleme dönüştürecek kuralları içeren “Kurallar Kitabı” uzun mesailer sonunda kabul edildi. Kabul edilen “Kurallar Kitabı”, iklim aktivistlerinin talep ettiği ve gezegenin ihtiyacı olan güçlü iradeyi şu an için içermediğinden bazı kesimlerde hayal kırıklığı yaratsa da ülkelerin bir an önce iklim değişikliği ile mücadele katkı beyanlarını (NDC) hayata geçirmeye başlamaları için büyük bir fırsat yaratıyor. Konferansa katılan ülkeler 2020 yılına kadar katkı beyanlarını güncellemeyi kabul etti.

Türkiye için umut

Türkiye uluslararası iklim müzakerelerinde yıllardır devam eden ısrarını, bu yıl da sürdürerek, iklim finansmanı ve emisyon azaltımına daha fazla katkı vermesi beklenen gelişmiş ülkeler listesinden (EK1) çıkma ve iklim finansmanına erişim konusunu gündemde tutmaya çalıştı. Geçtiğimiz yıllardan farklı olarak bu yıl resmi gündeme dahil olmak için başvuruda bulunan Türkiye’nin başvurusu, gündemin çok daha önemli konularla dolu olduğu nedeniyle reddedildi ve bu talebin ikili görüşmelerle değerlendirilmesi istendi.

Bu durumda Türk delegasyonunun Paris Anlaşması ve küresel iklim değişikliği mücadelesine yapmak istediği katkıyı anlamak için bizlere de resmi duruşunu değil satır aralarını okumak kaldı.

Devlet Başkanları oturumuna katılan Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, yaptığı konuşmasında öne çıkan bazı konular Türkiye’nin önümüzdeki yıllarda küresel iklim mücadelesinde daha aktif bir rol alabileceğine dair umut ışıkları taşıyor:

  • Bakan Kurum konuşmasında IPCC 1,5 derece raporundan doğrudan alıntı yaparak, Türkiye Cumhuriyeti’nin de bu raporda yazılanları tanıdığını resmi olarak dile getirmiş oldu. Yine iklim değişikliğinden en çok etkilenecek Akdeniz havzasında yer alan Türkiye’nin çoktan iklim değişikliğinden etkilendiğini, sadece 2017 yılında İstanbul’da gerçekleşen 20 dakikalık dolu yağışının verdiği zararın 225 milyon dolar olduğunu dile getirdi. Halihazırdaki kömürlü termik santral yatırımlarıyla önümüzdeki yılların en büyük kirleticilerinden olmaya aday Türkiye’nin bu yoldan vazgeçebileceği ve ülkenin daha da zarar göreceği iklim değişikliğinde sorumluluk sahibi olmak istemeyeceğini buradan düşünebiliriz.
  • Yine aynı konuşmada Türkiye’nin 2020 yılında gerçekleşecek Taraflar Konferansı’na ev sahipliği yapmak için resmi başvuruda bulunduğunu açıkladı. Bu durumda Türkiye’nin 2015 yılında imzaladığı Paris Anlaşması’nı önümüzdeki günlerde meclis gündemine getirerek onaylayacağına dair umutlanabiliriz. Eğer Türkiye, Paris Anlaşması’nı dünya üzerinde imzalamayan sadece 13 ülkeden biri olma ısrarını sürdürürse, bu konferansta kabul edilen “Kurallar Kitabı” gereği hiçbir karar mekanizmasında yer alamayacak ve sadece konferansa gözlemci olarak katılabilecek. Konferansları konuk eden ülkelerin aynı zamanda dönem başkanı olarak müzakerelere hamilik yaptığı düşünülürse Türkiye’nin bu talebi bir an önce Paris Anlaşması’nı onaylayarak bu küresel mücadelenin dışında kalmak istemediği ve iklim değişikliği ile mücadelede etkin rol almak istediği şeklinde okunabilir.
  • Konuşmanın belki de en ilgi çekici yanı Bakan Kurum’un Türkiye’nin zengin yenilenebilir enerji kaynaklarına yaptığı gönderme ve bu alandaki çalışmalarının altını çizmesiydi. Kurum, Türkiye kurulu gücünün %48’ini yenilenebilir enerji kaynaklarının oluşturduğunu belirtti. Bizler, Kurum’un bu konuşmasına “Türkiye’nin bildirdiği zayıf katkı beyanını yenileyip 2050 yılına kadar %100 yenilenebilir enerji taahhüdü veriyoruz” diye devam etmesini ve Türkiye’yi iklim mücadelesinde örnek bir ülke olarak konumlandırmasını çok isterdik. Fakat olmadı. Diğer yandan Türkiye için böyle bir hedefin aslında ne kadar erişilebilir olduğunun resmi makamlarca farkedildiğini bu konuşmalar sayesinde görmüş olduk.

Bilim de hükümetleri harekete davet ediyor

Birçok kurum ve kuruluş da iklim değişikliğine dair gerçekleştirdikleri araştırmaların sonuçlarını açıklamak için konferansı bekledi. Konferans sırasında açıklanan raporlardan biri de Birleşmiş Milletler Çevre Programı (UNEP) tarafından yayınlanan “Emisyon Açığı 2018” raporu idi. Rapor hükümetlerin mevcut katkı beyanlarının iklim değişikliğini 1,5 derece tutmak için yeterli olmadığını bu beyanların bile tamamıyla hayata geçtiği takdirde iklim değişikliğinin yüzyıl sonuna kadar 3,2 dereceyi bulacağını gösteriyordu. Yine aynı rapora göre, iklim değişikliğini 1,5 derece tutmak için hükümetler mevcut hedeflerini 5 kat iyileştirmek durumunda.

Türkiye’nin bu çerçevede iklim eylemini değerlendiren Climate Action Tracker (CAT), ülkenin profilini güncelledi. CAT’e göre Türkiye’nin Ulusal Katkı Niyet Beyanı (INDC) hedefleri “Kritik Derecede Yetersiz” kategorisinde bulunuyor.
Germanwatch tarafından konferansta açıklanan çalışmaya göre de Türkiye’de 2017 yılında gözlemlenen meteorolojik afetler toplamda 1.9 milyar dolar ekonomik hasara yol açtı. Yine Germanwatch tarafından yayınlanan “2019 İklim Değişikliği Performans Endeksi (CCPI)” değerlendirmesine göre Türkiye iklim değişikliği performansına göre 56 ülke arasında 50. sırada yer aldı.

Türkiye için bir diğer önemli rapor da Carbontracker tarafından yayınlanan finansman raporu. Küresel ölçekte kömürlü termik santrallerin %42’sinin ekonomik açıdan zarar ettiği vurgulanan rapora göre 2020 yılından itibaren Türkiye’de yenilenebilir enerji kömürden çok daha kârlı bir hale gelecek. Eskişehir Alpu Ovası’nda yapılması planlanan kömürlü termik santrale onca kamu teşviğine rağmen 5. kez ihalede teklif gelmemesi aslında iş dünyasının ve piyasaların da bu çıktıların çoktan farkında olduğunun bir kanıtı gibi…

Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından açıklanan “COP-24 Özel Raporu: Sağlık ve İklim Değişikliği” raporuna göre Paris Anlaşması hedeflerinin gerçekleştirilmesi, sadece hava kirliliğinin azaltılmasına bağlı olarak 2050 yılına kadar yaklaşık bir milyon kişinin hayatını kurtarabilir. Dünyanın önde gelen uzmanlarının son tahminlerine göre, iklim eylemine bağlı sağlık kazanımlarının değeri emisyon azaltım politikalarını hedefleyen iklim eyleminin maliyetinin yaklaşık iki katı.

Sivil toplum

İklim aktivistlerini ülkeye sokmayan, ülkeye girenleri de konferans ortasında sınırdışı eden Polonya, sivil toplumun konferansa katılımı açısından sınıfta kalsa da sokaklar her iklim zirvesinde olduğu gibi yine renkliydi.

Kuşkusuz konferansın en ilgi çeken ve etkileyici katılımcılarından biri de memleketi İsveç’te, 262 yıldan beri yaşanan en sıcak yaz nedeniyle bu konuda harekete geçmeyen hükümeti protesto etmek amacıyla okula gitmeyerek her gün İsveç meclisinin önünde oturan 15 yaşındaki Greta Thunberg’di. 14 Aralık tarihinde Greta’nın çağrısıyla Polonyalı öğrencilerin iklim grevi gerçekleşti.

Sonuçlar, hayaller

Polonya’da gerçekleşen 24. Taraflar Konferansı ile Paris Anlaşması “Kurallar Kitabı” kabul edildi ve artık anlaşma bir anlamda ete kemiğe bürünerek uygulanmaya hazır hale geldi. Şimdi top halkın, bilimin, piyasaların sesini dinleyerek daha iddialı iklim hedefleri ve politikaları koyacak ülke yönetimlerinde ve bu sürecin yakın takipçisi olacak bizlerde.

Türkiye bir an önce Paris Anlaşması’nı onaylayıp zengin yenilenebilir enerji kaynaklarının da desteğiyle küresel iklim mücadelesinde öncü bir ülke konumuna gelerek, 2020 yılı müzakerelerinin ev sahipliğine talip olmalıdır.

1 https://www.unenvironment.org/resources/emissions-gap-report-2018
2 https://climateactiontracker.org/countries/turkey/

3 https://www.germanwatch.org/sites/germanwatch.org/files/Global%20Climate%20Risk%20Index%202019_2.pdf
4 https://germanwatch.org/en/CCPI
5 https://www.carbontracker.org/reports/coal-portal/
6 https://www.who.int/globalchange/publications/COP24-report-health-climate-change/en/