Sadece geçen yıl Avrupa çıkışlı uzun mesafe seyahatler için en az 19 milyon first, business ve premium ekonomi sınıfı bilet satıldı. Bu rakam, Avrupalı havayolu şirketlerinin ultra zengin yolculara yönelik lüks hizmetlerini genişletme eğiliminin arttığını gösteriyor. First ve business class uçuşlar, ekonomi sınıfı uçuşlara kıyasla yolcu-kilometre başına 4 ila 5 kat daha fazla karbondioksit (CO2) yayıyor. Bunun başlıca sebebi ise bu sınıfların yolcu başına çok daha fazla alan kaplaması ve daha fazla ağırlık taşıması. İklim üzerindeki yıkıcı etkilerine rağmen, şu anda lüks hava yolculuğu için Avrupa genelinde herhangi bir sınırlama veya vergi bulunmuyor. Greenpeace, AB’ye ve tüm Avrupa hükümetlerine first ve business class uçuşlar için etkili vergiler getirmeleri çağrısında bulunuyor.

Havacılık sektörü geniş çapta sübvanse ediliyor ve devasa vergi avantajlarından yararlanıyor. Örneğin, sınır ötesi uçuşların hiçbirinde yakıt (kerosen) vergisi veya Katma Değer Vergisi (KDV) bulunmuyor. Buna karşın, demiryolu işletmecileri gibi karasal toplu taşıma şirketleri, çoğu Avrupa ülkesinde enerji vergileri, yüksek ray kullanım bedelleri, otoyol ücretleri ve KDV ödemek zorunda kalıyor.

Normal havayollarının “lüks” uçuş sınıfları bile yeterince vergilendirilmiyor. Greenpeace Orta ve Doğu Avrupa adına T3 Ulaşım Düşünce Kuruluşu (T3 Transportation Think Tank) tarafından yapılan yeni analizi, ekonomi sınıfına kıyasla lüks uçuş koltuklarının (business, first ve premium ekonomi sınıfları dahil) CO2 etkisi ve Avrupa’da satılan uzun mesafeli premium uçak biletlerinin sayısı hakkında ihtiyatlı bir tahmin sunuyor. Bu veriler, Greenpeace’in bu uçuşlara uygulanacak potansiyel bir ek verginin yaratabileceği minimum geliri hesaplamasına olanak tanıyor. Greenpeace; özel havacılık ve premium yolculara yönelik etkili vergileri, tatil veya aile/arkadaş ziyareti için nadiren uçan normal gelirli insanlara yük bindirmeden, adil bir havacılık vergilendirme sistemine doğru atılmış önemli bir ilk adım olarak görüyor.

Avrupa’daki havayolu yolcularının %95,7‘si ekonomi sınıfında seyahat ediyor. Ancak, daha fazla premium uçuş bileti alma yönünde belirgin bir eğilim var. 2024 yılında, Avrupa’da lüks uçuş sınıflarında seyahat eden yolcu sayısı 2023’e kıyasla %8,1 arttı; bu, ekonomi uçuşlarında görülen artıştan yaklaşık %60 daha yüksek bir oran. Bu, iklim açısından endişe verici bir gelişme ve ancak havacılık sektörünün almaya devam ettiği devasa vergi sübvansiyonları sayesinde mümkün olabiliyor.

T3 analizinde öne çıkan bulgular ve Greenpeace’in yorumu:

  • Ortalama olarak first class uçuşlar ekonomi sınıfının yaklaşık beş katı, business class ise yaklaşık dört katı sera gazı emisyonuna neden oluyor. Premium ekonomi ise ekonomi sınıfından yaklaşık %50 daha fazla (yani yaklaşık 1,5 katı) emisyon üretiyor.
  • 2024 yılında, 44 Avrupa ülkesinden yapılan uzun mesafeli uçuşlar için incelenen 24 Avrupalı havayolu şirketi, lüks seyahat sınıflarında (business, first ve premium ekonomi) yaklaşık 19 milyon bilet sattı.
  • Sadece first ve business class dikkate alındığında, bu yolcular tüm yolcuların %14’ünden azını oluşturmasına rağmen emisyonların yaklaşık %36’sından sorumlu durumda. Premium ekonomi de üçüncü bir lüks sınıf olarak dahil edildiğinde ise bu oran yolcuların %21’ine yükseliyor ve bu grup toplam emisyonların yaklaşık %44’ünü oluşturuyor.
  • İncelenen 24 Avrupalı havayolu şirketi arasında en fazla lüks sınıf biletini yaklaşık 3,7 milyon ile British Airways sattı. Onu 2,7 milyon ile Lufthansa, 2,6 milyon ile Air France ve 2,5 milyon ile Türk Hava Yolları takip ediyor.
  • Greenpeace; Avrupa’da satılan her uzun menzilli business class bileti için en az 220 Euro, her first class bileti için 340 Euro ve her premium ekonomi bileti için 75 Euro tutarında bir verginin, halkın büyük çoğunluğuna ek maliyet çıkarmadan devletlere yıllık en az 3,3 milyar Euro vergi geliri sağlayabileceğini hesapladı. Bu gelir, havacılığın iklim ve doğa üzerindeki olumsuz etkileriyle mücadele etmek için kullanılabilir.

First, business ve premium ekonomi uçuşlarının iklim etkisi

Greenpeace; açıkça daha fazla kirliliğe yol açtığı ve ağırlıklı olarak yüksek gelirli kişiler ile kârlı şirketler tarafından kullanıldığı için premium uçuşlara vergi getirilmesini destekliyor ve talep ediyor. T3 analizi, ekonomi sınıfıyla kıyaslandığında lüks sınıflar için yolcu başına şu emisyon faktörlerini belirledi:

Ekonomi sınıfına kıyasla yolcu başına CO2 katsayısı (uzun mesafe uçuşlar)
First class5
Business class4
Premium economy1.5 (= +50%)

Bu, örneğin first class uçmanın yolcu başına ekonomi sınıfına kıyasla beş kat daha fazla sera gazı ürettiği anlamına geliyor. Bunun başlıca sebebi ise uçakta çok daha geniş bir alana ihtiyaç duyulması.

Aşağıdaki tablo, farklı kabin sınıflarındaki seçili tek yön uçuşlar için yolcu başına düşen sera gazı emisyonlarını gösteriyor. Ekonomi sınıfı verileri myclimate.org‘dan alınırken, lüks sınıflara ait veriler yukarıdaki katsayılar kullanılarak hesaplandı.

RotaUçakEconomyPremium economyBusinessFirst class 
Yolcu başı toplam CO2e miktarı (ton), tek-yön
Frankfurt–New York CityAirbus A3301.42.15.67
Madrid–Mexico CityBoeing 7672.13.28.410.5
Paris–DelhiAirbus A3301.52.267.5

Frankfurt’tan New York’a yapılan tek yönlü bir first class uçuş, ortalama bir AB vatandaşının tam bir yılda (2024) ürettiği kadar sera gazı emisyonuna neden oluyor.

First, business ve premium ekonomi uçuşlarına vergi

Greenpeace, bu emisyon faktörlerine dayanarak; Avrupa havalimanlarından kalkan uzun mesafeli business class uçuşlarına en az 220 Euro, first class uçuşlarına 340 Euro ve premium ekonomi uçuşlarına en az 75 Euro vergi uygulanmasını öneriyor. 220 Euro (250 Dolar) ve 340 Euro (400 Dolar) tutarları, Küresel Dayanışma Vergileri Görev Gücü’nün (The Global Solidarity Levies Task Force – GSLTF) Yasal El Kitabı‘nda önerilen modeli takip ediyor. Premium ekonomi için belirlenen 75 Euroluk vergi ise, bu sınıfın ekonomi sınıfından %50 daha fazla emisyona neden olduğu gerçeğine dayanıyor; bu oran, business class emisyonlarının kabaca üçte birine denk geliyor.

İdeal senaryoda bu verginin, daha geniş kapsamlı bir “sık uçan yolcu vergisi“nin bir parçası olması hedefleniyor; yani kişi başına yılda yapılan uçuş sayısı arttıkça ödenecek ücret de kademeli olarak artacak.

Analizin Avrupa’da 19 milyon premium uçak bileti satıldığı bulgusuna göre, bu vergi yıllık en az 3,3 milyar Euro gelir sağlayabilir. Bu rakama, kısa ve orta mesafe uçuşlara uygulanacak vergilerden elde edilebilecek potansiyel gelirler dahil değil. Eğer vergi daha yüksek oranlarda uygulanırsa ya da sık uçan yolcu vergisi ve kerosen vergisiyle birlikte hayata geçirilirse, toplam gelir elbette buna paralel olarak artacaktır.

Yolcu sayısı (2024, ihtiyatlı tahmin)Mevcut ekonomi bileti vergilerine ek olarak uçuş başına asgari vergiToplam Gelir
First class670,701€340 228 milyon Euro
Business class11,723,569€2202.58 milyar Euro
Premium economy6,583,328€75494 milyon Euro
3.30 milyar Euro

Şu ana kadar sadece birkaç Avrupa ülkesi business ve first class uçuşlara vergi getirdiği için, bu gelirin büyük kısmı ek kamu geliri anlamına geliyor. Bu kaynağın, acilen ihtiyaç duyulan iklim eylemlerindeki finansman açıklarını kapatmak için kullanılması gerekiyor.

Vergilerin premium uçuş bilet fiyatlarına etkisi

Uzun mesafeli premium ekonomi uçuşlarına 75 Euroluk bir vergi getirilmesi, bilet fiyatlarını yalnızca %3,1 ile %5,8 oranında artırırken; uzun mesafeli business class uçuşlarına uygulanacak 220 Euroluk bir vergi, fiyatları %3,1 ile %12,9 arasında yükseltiyor. Greenpeace’in (rastgele tarihlerde analiz edilen 12 uzun mesafe rotasına dayanan) son pazar araştırmasının gösterdiği gibi; premium ekonomi biletleri ekonomi sınıfının yaklaşık iki katına, business class biletleri ise yaklaşık dört katına satılıyor. First class bilet fiyatları genellikle sadece kayıt yapıldığında görülebildiği için bu analize dahil edilmedi. Ancak, first class biletler genellikle business class biletlerden iki ila üç kat daha pahalı oluyor.

Gelir nasıl kullanılmalı?

Fiyat üzerindeki bu etkilerden bağımsız olarak, söz konusu vergilerin yeşil dönüşümü desteklemek ve hem insanlara hem de gezegene fayda sağlamak için kullanılması gerekiyor. Bu konuda çeşitli seçenekler mevcut:

  • Toplu taşıma için uygun fiyatlı ağ biletleri olan “İklim Biletleri” veya toplu taşıma altyapısına yatırımlar (örneğin, kapatılan yaklaşık 1.400 km’lik demiryolu hattının yeniden açılması veya 100’den fazla yeni gece treni setinin satın alınması).
  • İklim değişikliğiyle mücadele ve uyum önlemleri.
  • Ani sellerin etkilerini hafifletmeye yardımcı olabilecek doğa onarımı çalışmaları.

Greenpeace’in talepleri

Greenpeace, gelecekteki uluslararası bir vergi anlaşmasına doğru atılacak ilk adım olarak, tüm Avrupa hükümetlerine Avrupa havalimanlarından kalkan uçuşlar için ulusal “premium yolcu vergileri” getirmeleri çağrısında bulunuyor. Asgari vergi tutarı; premium ekonomi uçuşları için 75 Euro, business class uçuşları için 220 Euro ve first class uçuşları için 340 Euro olmalı.

Greenpeace ayrıca, makul bir demiryolu alternatifinin bulunduğu uçuşlar için genel bir yasak getirilmesini talep ediyor. Örgüt, GSLTF’yi (Küresel Dayanışma Vergileri Görev Gücü) destekliyor ve hükümetleri bu koalisyona katılmaya çağırıyor.

Premium uçuşlara getirilecek böyle bir vergi, ilk adım olarak atılıp ardından ultra zenginleri vergilendirme planlarıyla desteklendiğinde, insanlara ve gezegene fayda sağlayan önlemler için gereken finansmanı sağlayabilir.