Resmi istatistikler yangın, tesis izinleri ve orman suçlarındaki artışları ortaya koyuyor. Talanı artıracak torba yasalara değil mevcut olanı korumaya ihtiyacımız var. 

İklim krizine karşı en kırılgan coğrafi konumlardan birinde yer alan Türkiye’de özellikle yaz aylarında orman yangınları felaketiyle karşı karşıya kalıyoruz. Yangınlar çok büyük oranda insan kaynaklı çıkıyor. Bir yandan verilen izinlerle ormansızlaşma artıyor, yerleşimler yavaş yavaş ormanları kemiriyor, artan orman-insan etkileşimiyle yangınlara çok daha açık hale geliyor. Buna iklim krizinin de artan etkisi eklenince orman yangınlarının sonucu her sene daha vahim bir hal alıyor, doğaya geri dönüşü olmayan zararlar veriyor. Tarım ve Orman Bakanlığı Orman Genel Müdürlüğü tarafından her yıl yayınlanan Ormancılık İstatistikleri, ormanlara verilen izinlere, yangınlara, suçlara dair çok şey anlatıyor. 

2000’lerin ilk on yılında ortalama iki bin 91 olan yıllık yangın sayısı, 2024 yılında dört bine yaklaştı. Yanan alanlar da aynı hızla arttı. Yangın sebeplerinin başında ise insan geliyor. Ormanlar yangınlardan korunduğunda da çeşitli izinlerle tesislere açılarak zarar görmeye devam ediyor. Orman suçları ise bu artıştan azade değil. Çözüm, zaten tehlikede olan ormanları talana açacak yeni yasalardan geçmiyor.

36 yılda en çok orman yangını 2024’teydi

Son yıllardaki yangınların sayısına ve yanan alanlara baktığımızda her iki veri setinde de ciddi artış görüyoruz. 2000-2009 arası yılda ortalama 2.091 yangın görülürken bu sayı 2010-2019 arasında 2.477’ye, 2020-2024 arasında ise 2.946’ya çıkıyor. İstatistiklerdeki en eski yıl olan 1988’den beri en yüksek sayıda orman yangını ise 2024’te tam 3.797 yangın ile yaşandı.

Yanan alanlara baktığımızda ise son beş yılda muazzam bir artış görüyoruz. Felaket boyutunda yangınların yaşandığı 2021 yılını hariç tuttuğumuzda bile manzara değişmiyor. 2000-2019 arası yılda ortalama 9.188 hektar yanarken 2020 sonrasında 2021 hariç dört yılda ortalama 19.194 hektar yanmış. 

Yangınların birinci sebebi insan

Yangın sebeplerine baktığımızda istatistiklerde dört ana başlık bulunuyor: Kasıt, ihmal-kaza, doğal (yıldırım ve şimşek), sebebi bilinmeyen. Oranlar açık ara yangın sebeplerinde insan öne çıkıyor. Kasıt ve ihmal-kaza sebepleri her sene neredeyse yanan alanların yüzde 60’ından fazlasına neden oluyor. 

İhmal ve kazaların alt kırılımına baktığımızda ise istatistiklerde, ihmal sınıfında anız, çöplük, avcılık, çoban ateşi, sigara, piknik; kaza sınıfında enerji, trafik ve her iki başlık içinde “diğer” alt başlığında veriler sıralanıyor. Buna göre “diğer” sınıfı bir kenara bırakılırsa yanan alanların nedenlerine bakıldığında son beş yılda enerji hatları başı çekerken onu anız yangınları takip ediyor. 

Bu arada sebeplere baktığımızda her yangında özellikle sosyal medyada ilk dile getirilen bir iddiayı incelemekte fayda var. Bakanlığın resmi verilerine göre kayıtlara “terör ve kundaklama sebebiyle yanan alan” olarak geçen alanlar son beş yılda yanan alanların binde 4’ünden daha az durumda. Bunun da çok yüksek kısmını “terör” değil “kundaklama” oluşturuyor. 

İnşaat izinleri hektarlarca ormanı yok ediyor

Ormanlara zarar veren sadece yangınlar değil. Çeşitli alanlarda tesisler yapılmasına dair verilen izinler yangınlar kadar çok alandaki ormanı  tahrip ediyor.

Ormanlara verilen izinlere baktığımızda maden, enerji, ulaşım üç temel başlık olarak öne çıkarken savunma, haberleşme, su, altyapı, mezarlık, balık üretme tesisi gibi pek çok alt başlıkta “diğer” başlığı altında derleniyor. 

Verilerin en eskiye gittiği 2012 yılından bu yana toplam 69.843 izin verildi. Bu izinler 440.535 hektara yani 630 bin futbol sahasına denk geliyor. 

Ayrıca izinlerin seyrine baktığımızda ekonomik krizin etkisini de hissedebiliyoruz. 2020 sonrası tedricen azalan izinler 2024’te yeniden artış trendine girmiş gözüküyor.

Orman suçları artıyor

Aynı dönemde işlenen orman suçlarına baktığımızda suçların hızla tırmandığını görüyoruz. Orman ağaçlarını kaçak kesme, ormanda usulsüz alan açma ve usulsüz işgal suçlarının genel seyri son yıllarda kaygı uyandırıcı şekilde artıyor. 

Suç sayısı arttıkça alanlar daha çok etkileniyor

Çözüm torba yasada değil

Ormanlara dair resmi istatistiklerdeki artışlar yangınlar, verilen tesis izinleri ve orman suçlarıyla karşımıza çıkarken bu artışların nedenleri ve engelleme yollarına dair bir yol izlenmiyor.

Bugünlerde TBMM’de görüşülmekte olan torba yasa zeytinliklere, meralara, ormanlara yani ülkenin doğal değerlerine doğrudan bir tehdit oluşturuyor. Yukarıdaki resmi verilerden de görüldüğü gibi mevcut yasalar dahi yeterli korumayı sağlayamazken inşaatın, yeni izinlerin yolunu açacak bu torba yasa karşısında doğamız çok daha çaresiz kalacak. Bu yüzden hem zeytinliklerin hem ormanların hem meraların kısacası karış karış bütün değerlerimiz adında diyoruz ki: Ormanımızı, meramızı, zeytinliklerimizi, toprağımızı vermiyoruz. Yasa teklifi geri çekilsin! Zeytinime Dokunma!


Destek ver

Kampanyaları yürütürken bağımsızlık ilkemiz ışığında hiçbir şirket veya hükümetten destek kabul etmiyor, senin gibi bireylerin destekleriyle çalışıyoruz. Sen de arkamızdaki güç olmak istersen tıkla.