Sadece dört şirket, tohum, pestisit, tarım makineleri ve hayvan ilaçları sektörlerinde küresel pazarın %40’ından fazlasını kontrol ediyor.

Türkiye’de gıda fiyatları neredeyse her gün yeni bir rekor kırarken, sofralarımız sadece ekonomik değil, ekolojik ve yapısal bir krizle de kuşatılmış durumda. GRAIN’in hazırladığı Gıda Sisteminde Kurumsal Yoğunlaşma raporu, altı temel tarım sektöründe (ticari tohum, pestisit, sentetik gübre, tarım makineleri, hayvan ilaçları ve hayvancılık genetiği) büyük şirketlerin nasıl tekelleştiğini verilerle ortaya koyuyor. 

Meyve sebzelerde kalıntılarla karşımıza çıkan pestisit pazarında kontrol dört şirketin elinde. Çözüm, gıdayı şirketlerin değil, halkın, çiftçinin ve doğanın lehine bir sistemle güvence altına almaktan geçiyor.

Pestisit: Gıdaların yüzde 61’inde, yüzde 62’si dört şirketin elinde

Greenpeace Türkiye olarak geçtiğimiz aylarda yayımladığımız Pestisitler ve Çocuklar raporunda, marketlerdeki 155 meyve ve sebzenin %61’inde birden fazla pestisit kalıntısı tespit ettik. Bu bulgular, çocukların bağışıklık ve sinir sistemi gelişimini tehdit eden tehlikeli kimyasalların, gündelik gıda tüketimimizin ayrılmaz bir parçası hâline geldiğini ortaya koydu. Ancak bu tabloyu yaratan asıl sorun, sadece tarımda kullanılan kimyasallar değil; bu kimyasalları üreten, çiftçileri bağımlı kılan ve tüm gıda sistemini denetleyen çok uluslu tarım şirketlerinin büyüyen hâkimiyeti.

Bu küresel yapısal sorunu gözler önüne seren yeni bir uluslararası rapor yayımlandı: GRAIN’in hazırladığı Gıda Sisteminde Kurumsal Yoğunlaşma raporu, tohum, pestisit, tarım makineleri ve hayvan ilaçları sektörlerinde sadece dört şirketin küresel pazarın %40’ından fazlasını kontrol ettiğini gösteriyor. Tohum sektöründe bu oran 1985’te %10’un altındayken, bugün %60’lara dayanmış durumda. Pestisit pazarının %62’si Bayer, Syngenta, BASF ve Corteva’nın elinde. Gübrede ise ülkeden ülkeye değişen daha da yoğun bir tekelleşme söz konusu.

Raporda dikkat çeken bir başka boyut da teknolojik tekelleşme. Büyük tarım şirketleri, yapay zekâdan gen düzenlemeye, tarım yazılımlarından veri platformlarına kadar pek çok yeni alana yatırım yapıyor. Bu yatırımlar sadece teknolojik ilerleme anlamına gelmiyor; aynı zamanda daha fazla bağımlılık, daha az yerel üretim ve daha kırılgan bir gıda sistemi anlamına geliyor. Gıdanın üretiminden dağıtımına kadar tüm süreç, birkaç dev şirketin elinde şekilleniyor.

Şirketlerin değil doğanın lehine bir sistem

Greenpeace Türkiye olarak bu gidişata “dur” diyoruz. Pestisitler ve Çocuklar raporumuzda gösterdiğimiz gibi, bu sistem hem insan sağlığına hem doğaya zarar veriyor. Şimdi ise bu zararın arkasındaki yapısal gerçeklerle yüzleşme zamanı. Gıdayı şirketlerin değil, halkın, çiftçinin ve doğanın lehine bir sistemle güvence altına almalıyız.

Gıda egemenliği hakkımızdır. Sağlıklı, adil ve pestisitsiz bir gelecek için mücadelemize destek olun. Paylaşın, konuşun, değişim talep edin.


* Referans alınan rapor

Destek ver

Kampanyaları yürütürken bağımsızlık ilkemiz ışığında hiçbir şirket veya hükümetten destek kabul etmiyor, senin gibi bireylerin destekleriyle çalışıyoruz. Sen de arkamızdaki güç olmak istersen tıkla.