Greenpeace Akdeniz’in kampanya talepleri, COP22’de açıklanan kararlar içerisinde yer aldı.
7 – 10 Aralık’ta Türkiye’nin Antalya’da ev sahipliği yaptığı Akdeniz’in Deniz Çevresinin ve Kıyı Bölgelerinin Korunmasına İlişkin Barselona Sözleşmesi (Barselona Sözleşmesi) COP22 Taraf Ülkeler Konferansı sona erdi. Konferansta imzalanan Antalya Bakanlar Deklarasyonu’na göre sonuç bildirgesinde önemli ana başlıklar belirlendi. Buna göre 4 ana hat üzerinde Akdeniz ülkeleri taahhüt beyanında bulundu. Bu ana hatlar:
- İklime Dayanıklı, Kaynakları Verimli ve Sürdürülebilir Bir Akdeniz’e Geçiş
- Kirlilikten Arınmış ve Çöpsüz Bir Miras Bırakmak
- Biyoçeşitliliğin ve Ekosistemlerin Korunması ve Yenilenmesi
- Daha Çok Ortak Çalışma ile Hedeflerin Yükseltilmesi. oldu.
Bu ana hatlar çerçevesinde Greenpeace Akdeniz olarak uzunca süredir mücadele ettiğimiz kampanyalara yönelik önemli yol haritaları da belirlendi.
Akdeniz, dünya okyanus alanının %1’inden daha azını oluşturmasına rağmen, bilinen deniz türlerinin yaklaşık %8’ini içerir ve bu da Akdeniz’e yüksek oranda biyolojik çeşitlilik sağlar.
Ancak, sürdürülemez ve yıkıcı balıkçılık uygulamaları, habitat kaybı ve bozulması, kirlilik, ötrofikasyon, yabancı türlerin girişi ve iklim değişikliği etkileriyle kuşatma altında olan Akdeniz’de biyolojik çeşitliliği tehdit etmektedir. Akdeniz’deki yaşamın tüm yelpazesini koruyabilmek içinse Akdeniz ülkelerinin etkin bir okyanus koruma alanları ağı oluşturması zorunludur. Bu anlamda, COP22’de Greenpeace Okyanusları Koru kampanyasının talepleri arasında yer alan Ulusal Yetki Alanları Dışında Kalan Açık Denizlerin Korunması (BBNJ) deniz biyolojik çeşitliliğinin korunması ve sürdürülebilir kullanımına ilişkin yasal olarak bağlayıcı bir uluslararası anlaşmanın, 2030 yılına kadar okyanusların %30’unun korunmasına yönelik uluslararası hedeflerin uygulanması üzerine alınan ortak karar, COP22’nin önemli sonuçlarından oldu.
Bununla birlikte iklim dayanıklı bir Akdeniz’e geçiş için Paris Anlaşmasının amaçlarına ulaşılması ve küresel sıcaklık artışını sanayileşme öncesi seviyenin 1.5 Cde sınırlama yönündeki çabaların devam ettirilmesi, yüzyıl ortasına kadar iklim-nötr olma hedefine ulaşılmasına katkıda bulunulması ve ayrıca adaptasyon konusunun yerel, ulusal, bölgesel planlamaya daha fazla entegre edilmesi yönünde taahhütlerin yenilenmesi amaçlandı.
COP22’de özellikle plastik kirliliğini ele almak, deniz çöpünü önlemek ve azaltmak için yasal olarak bağlayıcı bir küresel anlaşma geliştirme yetkisine sahip UNEA 5.2’de bir Uluslararası Müzakere Komitesinin kurulması da önemli bir eylem planı olarak yer aldı. Akdeniz’de Deniz Çöpü Yönetimi Bölgesel Planı’nın etkin bir şekilde uygulanması yoluyla mikroplastikler ve bunların zararlı etkilerini önlemek için Akdeniz bölgesinde kurulan Deniz Çöpü İşbirliği Platformu’nun çalışmalarını teşvik etme kararı da Tek Kullanımlık Plastikler Yasaklansın kampanyası ile 600 bini aşkın destekçi ile mücadele eden Greenpeace Akdeniz için COP 22’nin ümit veren açıklamalarından oldu.
Yine Akdeniz’i bir bütün olarak Kükürt Oksitler için Emisyon Kontrol Alanı olarak belirlemek, ve Akdeniz’de bir Nitrojen Oksit Emisyon Kontrol Alanı’nın fizibilitesini araştırmak, gemilerden kaynaklanan deniz kirliliğini önleme çalışmalarına ağırlık vermek ve kentsel atıksu arıtma ve kanalizasyon çamuru yönetimi ile ilgili bölgesel zorlukların üstesinden gelmek için daha fazla çaba gösterilmesi ise belirlenen diğer önemli adımlardan.
Alınan kararlar, önce Akdeniz’den başlayarak ülkemizin diğer denizlerini de korumaya yönelik çalışmalarda yol haritası olacağından genel anlamda oldukça ümit verici. Özellikle Greenpeace Akdeniz’in mücadele verdiği kampanyalarda altını çizdiği taleplerini de kapsayan COP 22 Taraf Ülkeler Konferansı’nda alınan kararları memnuniyetle karşılaşıyor ve sonuç bildirgesindeki taahhütlerin ulusal politikalara yansımasını sabırsızlıkla bekliyoruz.