İklim eylemlerinin finansmanı, doğanın korunması ve eşitsizliklerin azaltılmasına katkı sağlayabilecek yeni küresel vergi kuralları, bugün New York’ta başlayan Birleşmiş Milletler Uluslararası Vergi İşbirliği Çerçeve Sözleşmesi (UNFCITC) kapsamında yürütülecek iki haftalık müzakerelerde ele alınıyor.

Kasım 2024’te yapılan oylamada, konunun BM gündemine alınması ve bir çerçeve sözleşme geliştirilmesi gerekliliği ile sürece rehberlik edecek ilkeler 125 ülkenin onayıyla kabul edildi. Türkiye ise bu oylamada çekimser kaldı. Şubat 2025’te başlayan müzakerelerin 2027 yılına kadar aralıklı olarak devam etmesi bekleniyor.

Tarihsel öneme sahip olan ve Greenpeace olarak dört kişilik bir komite ile yerinde takip ettiğimiz bu süreç, dünyanın en zengin insanları ile petrol ve doğalgaz şirketleri gibi çok uluslu şirketlerin yol açtıkları kirlilik nedeniyle adil paylarını ödemelerini sağlayacak küresel vergi reformlarına öncülük edebilir. Bu hayati bir ihtiyaç, zira vergiden kaçınma ve kâr kaydırma gibi uygulamalar, ülkeleri kalkınma ve iklim hedefleri için gerekli hayati kaynaklardan mahrum bırakıyor.1

Görüşmeleri yerinde takip eden komite üyelerinden Greenpeace Uluslararası “Adil Pay” kampanyası Küresel Politik Lideri Fred Njehu’ya göre,

“Tarihi bir dönüm noktasındayız. Milyarderler ve şirketler artık iklim eylemini finanse etmek, doğayı korumak ve insan ve gezegenin refahına yatırım yapmak için adil vergi ödemelidir. Dünya liderleri, halkın sesine kulak vermeli ve yalnızca ayrıcalıklı azınlığa değil, herkese hizmet edecek adil bir vergi sistemi sağlamalıdır.”

Greenpeace Uluslararası “Sondajı Bırak, Ödemeye Başla” kampanyası Politik Lideri Rebecca Newsom ise şunları ifade ediyor:

“İklim dayanıklılığı, gönüllü bağışlara ya da birçok ülkenin zaten mücadele ettiği borç krizini derinleştiren piyasa faizli kredilere bağlı olmamalıdır. Yıkıcı seller ve fırtınalar sonrasında yeniden yapılanma ile artan sıcak hava dalgalarına uyum maliyetleri, bu krizlerin asıl sorumlusu olan fosil yakıt kirleticilerinin vergilendirilmesiyle karşılanmalıdır. BM Vergi Sözleşmesi, çok uluslu petrol, gaz ve kömür şirketlerinin küresel kârlarının adil biçimde vergilendirilmesi ve iklim krizinin ön safhalarında yer alan topluluklar için hayati kaynakların sağlanması adına nesilde bir kez gelen bir fırsattır. Talebimiz budur.”

OECD üyesi zengin ülkeler halen küresel vergi kurallarını belirleyen ayrıcalıklı ve temsiliyet açısından sınırlı bir sürecin yürütülmesini istiyor. Oysa Avrupa’nın bu sistemin değişimine dair rolüne ilişkin açıklamada bulunan Greenpeace Uluslararası İklim ve Vergi Adaleti Sorumlusu Clara Thompson’a göre,

“İklim krizini, süper zenginler servetlerini vergi cennetlerine kaçırırken çözemeyiz. BM Vergi Sözleşmesi, küresel kuralları yeniden yazmak ve kirleticilerin ve fırsatçıların nihayet adil paylarını ödemesini sağlamak için tarihi bir şanstır. Almanya, sürdürülebilir kalkınma taahhütleri kapsamında yüksek net servetli bireylerin vergilendirilmesinin gerekliliğini yazılı olarak tanımıştır. Artık bu tanımanın somut eyleme dönüşme zamanı gelmiştir. Avrupa, insanı ve gezegeni önceleyen daha adil bir küresel vergi sistemi inşa etmek için liderlik üstlenmelidir.”

Bizim Greenpeace olarak bu görüşmelerdeki talebimiz çok net:

  • Kirleten Öder ilkesiyle uyumlu, kirletici şirketler ve yüksek net servetli bireyleri kapsayan ilerici çevresel vergilendirme alt taahhüdünün sözleşmeye eklenmesi;
  • Fosil yakıt ve diğer kirletici endüstrilerde faaliyet gösteren çok uluslu şirketlerin küresel kârlarına uygulanacak özel bir “kirleten öder” ek vergisi mekanizmasının oluşturulması ve bu gelirlerin, mevcut BM anlaşmaları kapsamında iklim ve sürdürülebilir kalkınma finansmanına yönlendirilmesi;
  • Yüksek net servetli bireylerin etkili şekilde vergilendirilmesi, milyarderler ve süper kirleticiler için artan oranlı vergi uygulanması ve bu gelirlerin iklim eylemi ile sürdürülebilir kalkınmaya tahsis edilmesi.

Bu talepleri farklı ülke ve bölgelerdeki ofislerimiz aracılığıyla süreç açısından önemli role sahip bakanlara ve temsilcilere de ilettik. Bu vesileyle desteklediğimiz Kirleten Öder Paktı2 ve #UltraZenginleriVergilendir3 küresel hareketleri aracılığıyla, fosil yakıt şirketleri ile ultra zenginlerin neden oldukları zararlara karşı adil vergi ödemeleri gerektiğini ifade ediyor ve Türkiye’de de düşük ve orta gelirli vatandaşlar yerine, kirleten zenginlerin vergi yükünü daha çok üstlendikleri daha adil bir vergi sistemine olan ihtiyaca dikkat çekmek istiyoruz.


 1- Yeni küresel vergi kuralları, 2027 yılına kadar müzakere edilmesi planlanan BM Uluslararası Vergi İşbirliği Çerçeve Sözleşmesi kapsamında ele alınmaktadır. Bu süreç, hâlihazırda küresel vergi kurallarını belirleyen zengin OECD ülkelerinden bu yetkinin alınarak, 193 BM üyesi ülkenin eşit temsiliyetle süreci yürüteceği bir yapıya geçmeyi amaçlamaktadır.
2-  Kirleten Öder Paktı, iklim felaketlerinin ön safhalarında yer alan 235.000’den fazla kişi, sivil yurttaş, ilk müdahale ekipleri (ör. itfaiyeciler), insani yardım grupları ve siyasi liderlerden oluşan küresel bir ittifaktır.
3-  #UltraZenginleriVergilendir hareketi, dünyanın dört bir yanından çeşitli kuruluşların oluşturduğu, daha adil ve yeşil bir dünya yaratmak için süper zenginlerin vergilendirilmesini savunan bir ağdır.