Dünyanın en büyük palm yağı tedarikçisi Wilmar International geçtiğimiz Cuma günü yeni bir eylem planı yayımladı.

Greenpeace International’a göre bu plan hem yeterli olmaktan çok uzak kalıyor hem de ormanlara zarar veren firmaları tedarik zincirinden çıkarma hedefinden çözüm sunmuyor.

Documentation of landcover, forest clearance and plantation development in PT Megakarya Jaya Raya (PT MJR) oil palm concession, part of the Hayel Saeed Anam group which has a number of palm oil related interests including Pacific Inter-Link which controls HSA's palm oil refining and trading interests.

Greenpeace’in Endonezya ormanlarına yönelik küresel kampanyasının başında bulunan Kiki Taufik “Wilmar, tedarik ettiği palm yağının ormanlara zarar verenlerden gelmediğini kanıtlamalı. Bunun için de palm yağı aldığı firmalardan, yağmur ormanlarına zarar vermediklerini gösterecek üretim haritalarını yayımlamalarını istemesi ve reddedenlerle de bağını kesmesi gerekiyor. Fakat bunun yerine o firmaların ciddiye almayacağı gönüllü anlaşmalarla bizi oyalamaya çalışıyor,” dedi.

Wilmar 2013’te kendi palm yağı tedarikçilerini kapsayacak şekilde “ormansızlaştırma, turba ve sömürü içermeme” (No Deforestation, No Peat, No Exploitation-NDPE) politikasını belirleyen ilk palm yağı ticareti firması oldu. Fakat geçtiğimiz ay Greenpeace’in açıkladığı bir araştırma, 2015’ten bu yana 130 bin hektarlık yağmur ormanını ortadan kaldıran 25 palm yağı grubunun 18’iyle Wilmar’ın ticari ilişkisi bulunduğunu ortaya çıkardı (2). Wilmar’ın ticaretini yaptığı plam yağının sadece bir kısmı kendi plantasyonlarından gelirken, yüzde 80’inden fazlası diğer palm yağı gruplarından temin ediliyor (3).

Taufik, “Wilmar beş yıldır ormanlara zarar verenlerden satın almayacağına dair sözler veriyor. Bugün güçlü ve iddialı bir plan elde ederek aradaki kayıp zamanı telafi etme şansı vardı. Greenpeace, Wilmar ile yapıcı bir işbirliği için çaba harcadı ama Wilmar sahada gerçek değişime dönüşecek net eylemlere yönelik bir şey planda bulunmuyor. Bu da müşterilerine Wilmar ile ticaretlerini sonlandırmaktan başka bir yol bırakmıyor, sattığı palm yağının temiz olduğunu kanıtlayana kadar” dedi.

Wilmar’ın eylem planı, palm yağı aldığı grupların yağmur ormanlarına zarar vermeyeceğini garanti altına alacak kilit vaatler içermiyor. Plandaki boşluklar örnek olarak şunlar gösterilebilir:

    • İmtiyaz haritalarının yayımlanması zorunlu değil. Ve tedarikçilerinin uyması gereken net bir “son tarih” yok. Bunun yerine Wilmar tedarikçilerini imtiyaz haritaları yayımlamaya “teşvik” ediyor ve önümüzdeki sene başka bir plan hazırlama sözü veriyor.
    • Wilmar’ın yağmur ormanlarına zarar verdiği ortaya çıkan tedarik zincirinin kontrol edilmesine ve denetlenmesine yönelik pek çok detay belirsiz durumda. Wilmar’ın tedarikçilerini nasıl denetleyeceği belirsiz durumda. Zaten bu denetleme de imtiyaz haritaları gerektirirken, firmalar buna yönelik bir mecburiyete sahip değil.
    • Wilmar, Aralık 2020’ye kadar bağımsız aktörlerce de onaylanacak “ormansızlaştırma, turba ve sömürü içermeyen” bir tedarik zinciri sözü veriyor. Ama bu plan belli bir takvimi olan ve ölçülebilir net eylemler içermiyor.

[1]  Wilmar’ın NDPE politikalarının uygulanmasına yönelik eylem planı (İngilizce)

[2] Greenpeace International 2015’ten bu yana 25 üretici grubun neden olduğu 130 bin hektarlık ormansızlaşmayı uydu görüntüleri kullanarak belirledi. 51.600 hektarlık alan (%40) Endonezya Papuası’ndayken 26.100 hektarlık alan (%20) komşu ülke Papua Yeni Gine’deydi. Bu ülke dünyanın en zengin biyoçeşitliliğe sahip alanlarından biri ve yakın zamana kadar palm yağı sanayi tarafından zarar görmemiş durumdaydı.

Greenpeace International bu üretici gruplar konusunda Wilmar’a sorularını ilettiğinde, 18’inden palm yağı aldığını kabul etmişti. Sonrasında bazılarıyla ilişkisini kesti.

[3] Greenpeace’in haritalandırma temelli analizi, Wilmar’ın açıkladığı fabrika ve tesis bilgilerine dayanıyor.