Atık krizinin geçmişi

Çin’in plastiklere yönelik 2018 ithalat yasağı, küresel geri dönüşüm sisteminin savurgan ve zararlı doğasını süpürülen halının altından dünyaya ifşa etti. 

Yankılar küresel oldu. Çünkü dünya plastiğin içinde boğuluyor. Peki plastik atıklar nasıl devasa bir sorun haline dönüştü?

Yıllarca plastik atıklardan kurtulmanın çok basit gibi gösterilen bir çözümü vardı: Geri dönüşüm. 

Ancak geri dönüşüm zahmetli ve pahalı, üstelik sanıldığının aksine plastik türlerinin çoğu geri dönüştürülemiyor. 1950’den bu yana üretilen plastiğin sadece %9’unun geri dönüştürülmüş olduğunu biliyoruz. Bu yüzden çok geçmeden ülkeler plastik atıklarını başka ülkelere satmanın daha kolay ve ucuz olduğunu keşfetti. 

Tam burada Çin devreye girdi. Sanayi altyapısı, düşük ücretli iş gücü ve ucuz nakliye endüstrisi ile plastik atıkların geri dönüşüm merkezi oldu. 20 yıl boyunca binlerce geri dönüşüm tesisi açarak Avrupa ülkelerinin geri dönüşüm kapasitelerinin önüne geçti. 

2017’de Çin dünyadaki plastik atıkların dörtte üçünü satın alırken, dünyanın geri dönüşüm kutusu haline gelmişti. Dünya plastik çöplerden gözden ırak bir şekilde kurtulduğu için çok memnundu. 

Ancak Çin, hava kirliliği ve çevreyi koruma gerekçesiyle 2018 yılı sonunda plastiklere yönelik ithalat yasağı getirdi. Çin’in bu hamlesi dünyayı bunalıma soktu. Stresin kelebek etkisi tüm Amerika, Avrupa ülkelerinde hissedildi. 

Malezya, Vietnam, Tayland kısıtladı; Türkiye aldı

Çin’in plastik atık yasağı ile birlikte, 2017 ortası ile 2018 ortası arasında Malezya, Vietnam ve Tayland plastik atıkların yeni adresi oldu. Malezya atık ithalatında başı çekerken Tayland ithalatta %1000 artış yaşadı.

Yasağın ardından altı ay içinde, her biri kendi kısıtlamalarını getirdi. (Şekil 1) Plastik ticaretindeki değişimin Güneydoğu Asya’ya etkileri sarsıcı oldu: Kirlenmiş su kaynakları, ekinlerin yok olması, aşırı plastik atığa maruz kalma ve bunları yakmaktan kaynaklı solunum yolu hastalıkları ve akışın en yoğun olduğu bölgelerde organize suç bolluğu. Buralarda yaşayanlar ve gelecek nesiller, tüm insanlığın yarattığı bu kirliliğin ekonomik, sosyal ve çevresel bedelini ödüyor.

Özellikle tam da bu noktada gözler Türkiye’ye çevrildi. Küresel atık ihracatı (çoğu ABD, Almanya, İngiltere ve Japonya olmak üzere) akışı kaydı ve   

Şekil 1. Ocak 2016 ve Kasım 2018 arasında Çin, Malezya, Vietnam ve Tayland’a atık ithalat trendleri (ton/aylık)

Hindistan, Tayvan, Güney Kore, Endonezya ve Türkiye’de ithalat artışları görüldü.

Şekil 2. Malezya, Vietnam ve Tayland’ın 2018’deki atık ithalatı kısıtlamaları ile Türkiye, Tayvan, Güney Kore, Endonezya ve Hindistan’da artan atık ithalatı trendi (Ocak 2018-Kasım 2018; ton/aylık)

Avrupa’nın yeni plastik çöp kutusu Türkiye

Türkiye’nin ithalatı 2016 yılı başında ayda 4.000 ton iken 2018 başında aylık 33.000 tona yükseldi. Ekim 2018’den itibaren ayda 10.000 tonla İngiltere’den ithal edilen atıklarda keskin bir artış oldu.

Şekil 3. 10 ihracatçı ülkeye göre Türkiye’ye gelen plastik atıkların kırılımı

2019 yılında plastik atık ithalatı en yüksek seviyeye ulaşarak aylık ortalama 48,5 bin tona yükseldi. 

Bu gurur bizim: Eurostat’ın verilerine göre Avrupa’dan plastik çöp almada birinci olduk. AB’den ihraç edilen 14 milyon ton atığın 0.59 tonu (582.296) plastikti. Bu her gün 213 kamyon dolusu plastiğin ülkemize girmesi demek. 

Bunun 2019’da ilk beş sorumlusu İngiltere, İtalya, Belçika, Almanya ve Fransa’dan gelen atıklar. 

Ve tabii ki plastik atık ithalatına hiçbir kısıtlama getirmeyen hükümet. 


Türkiye Plastik Çöplüğü Olmasın

Avrupa’nın plastik çöplüğüne dönen Türkiye’de, plastik atık ithalatı son 16 yılda 196 kat arttı. Yeterli denetimi yapılmayan bu plastik atıklar Türkiye’nin denizlerini, toprağını kirletiyor.

Harekete Geç