Kış aylarında gündemimize giren hava kirliliği gökyüzünün masmavi olduğu yaz aylarında ortadan kalkıyor mu? Yoksa bu bir yanılsama mı?
Eylül ayının başındasınız, gökyüzüne kafanızı kaldırdınız, mavi gökyüzü. Şöyle temiz, derin bir nefes aldınız. Aldığınız bu derin nefesin ne kadar temiz olduğunu düşünmediniz. Çünkü hava kirliliği pek çok yerde gözle görülebilir hale geldiği kış aylarında gündemimize giriyor ve sonra yavaş yavaş gündemimizden düşüyor. Bu döngü her yıl devam ediyor. Ancak hava kirliliği yıl boyunca sorun olmayı sürdürüyor.
Birleşmiş Milletler tarafından Mavi Gökyüzü için Uluslararası Temiz Hava Günü ilan edilen 7 Eylül gelirken, hava kirliliğine bir daha yakından bakalım.
Hava kirliliğinin nedeni kükürt dioksit, azot dioksit, azot oksitler, partikül madde 10 ve 2.5 (pm 10, pm 2.5) gibi gözle göremediğimiz küçük kirli parçacıklar. Bu küçük parçacıklar akciğerlerimize, kan dolaşımımıza, bütün vücudumuza nüfuz ederek astımdan felce pek çok soruna neden oluyor. Akciğer kanserinden ölümlerin yaklaşık üçte birinden ve kalp krizinden ölümlerin dörtte birinden hava kirliliği sorumlu.
Türkiye’de durum
Türkiye’de hava kirliliği, ölüme yol açan riskler içinde tütün, aşırı kilo, yüksek tansiyon ve yüksek kan şekerinin ardından 5. sırada yer alıyor ve Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) standartlarına göre Türkiye’de havası temiz olan şehir yok.
Hava Kalitesi Yaşam İndeksi 2024 raporuna göre Türkiye genelinde en tehlikeli kirleticilerden pm 2.5 değeri, DSÖ standartlarının 4 katından fazla. DSÖ standartlarını karşılayabilseydik, İstanbul’da bir kişinin yaşam süresi 1.2 yıl, Türkiye’de ise 1.6 yıl daha uzun olabilirdi.
Türkiye’de Ulusal Hava Kalitesi İzleme Ağı hava kalitesi izleme istasyonları ile ölçümler yapıyor. Ancak bu istasyonların konumları, yapılan ölçümlerin nitelikli bir değerlendirme yapılmasına olanak sağlayacak nitelikte olması gibi önemli konulara dair pek çok soru işareti bulunuyor.
Fosil yakıtların bedeli
Hava kirliliği krizinin merkezinde enerji ve ulaşım için fosil yakıtların yakılması yer alıyor. Kömür, petrol ve gaz havamızı zehirliyor ve iklim değişikliğine neden oluyor.
Hava kirliliği sınır tanımadan herkesi etkiliyor olsa da kömürlü termik santraller gibi büyük kirleticilerin çevresinde yaşayanlar için durum daha vahim hale geliyor. 2018’de yaptığımız çalışmada, Afşin A ve B termik santrallerinin, faaliyete geçişlerinden 2018’e kadar tahminen toplam 17 bin erken ölüme neden olduğu ve Afşin B santralinin 2040 yılında ekonomik ömrünü tamamlaması ile bu rakamın 19.600’a çıkacağı bulunmuştu.
En eski ve en kirli 8 termik santralin yakınında hava izleme istasyonu olmadığını biliyoruz. Üstelik Makine Mühendisleri Odası’nın 2022 yılı Enerji Görünümü raporuna göre, çoğu hâlen baca gazı filtre ve arıtma tesislerini tamamlamamış durumda. Geçtiğimiz günlerde Afşin’den gelen görüntüler filtresi olan santrallerin de filtreleme ile sorunlarını örnekler nitelikteydi.
Mavi Gökyüzü için Uluslararası Temiz Hava Günü
Temiz hava için yatırım yapmak mavi gökyüzü, daha iyi sağlık ve daha güvenli bir iklime doğru önemli adımlar anlamına geliyor. Temiz havanın önemini anlatma ve eyleme geçilmesini sağlama amacıyla dünyanın dört bir yanında 7 Eylül Mavi Gökyüzü için Uluslararası Temiz Hava Günü’nde pek çok etkinlik olacak.
Greenpeace, dünya genelinde, bugüne dikkat çekmek için Bir Nefes Temiz Hava kampanyasını yapıyor. Binlerce kişi kendileri için temiz havanın ne anlama geldiğini gösteren fotoğrafları kampanya sayfasına yüklemeye devam ediyor.
Temiz Hava Hakkımız
Hava kirliliğini önleyebilmek için daha geniş ve kapsamlı bir ağ oluşturulmalı, hava kalitesi standartları Dünya Sağlık Örgütü’nün önerilerine uygun hale getirilmeli. İnsan sağlığına olumsuz etkileri kanıtlanmış olan PM 2.5 için limit değer belirlenmeli ve azaltım yükümlülüğü getirilmeli. Hem iklim değişikliğinin hem de hava kirliliğinin nedeni olan fosil yakıtların terk edilmesi için ulusal bir politika belirlenmeli.